Türkiye’de emekli ve emekçilerle ilgili önemli bir gelişme yaşandı. Emekli ve Emekçiler Dernekleri Federasyonu, son altı ayda açıklanan enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığını iddia ederek Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) başvurdu. Federasyon, emeklilerin durumunu ve geçim koşullarını yakından etkileyen bu oranların düşük olduğuna vurgu yaptı.
“Gerçek Enflasyonun Çok Altında”
Başvuruda, yapılan açıklamalara göre, TÜİK tarafından 1 Temmuz 2024 ile 31 Aralık 2024 tarihleri arasındaki enflasyon oranı yüzde 15,75 olarak belirtilmişti. Bu oran doğrultusunda, işçi ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 15,75, Emekli Sandığı emeklilerine ise yüzde 11,54 oranında zam yapıldığı ifade edildi. Böylece emeklilere yapılan maaş artışının, gerçek enflasyonun çok altında kaldığı öne sürüldü.
Federasyonun kaygıları, yalnızca emeklilerle sınırlı kalmıyor. Asgari ücretle geçinen milyonlarca çalışanı etkileyen bir diğer konu da, asgari ücrete yapılan artış. Açıklamaya göre asgari ücrette yüzde 30 oranında bir zam yapılması, geçim koşulları üzerinde ciddi bir etki yaratmamış durumda. Bu noktada da emekliler ve asgari ücretli çalışanlar, gerçek yaşam koşullarını dikkate almadan yapılan artışların yetersiz olduğu görüşünü savunmaktadırlar.
Emekli ve Emekçiler Dernekleri Federasyonu, yaptığı açıklamada, belirlenen enflasyon oranlarının, özellikle kendi üyeleri olan emeklilerin ve çalışanların maaşları üzerinde olumsuz bir etki yarattığını vurguladı. Yüksek enflasyon karşısında yüz yüze kalan emeklilerin ve çalışanların, maaşlarına uygulanan artışların gerçekte hak ettikleri seviyenin çok altında kaldığını ifade eden federasyon, bu durumun emeklilerin yoksullaşmasına yol açtığını belirtti.
Federasyon, ayrıca TÜİK’ten belirli talep ve açıklamalarda bulundu. Bunlar arasında 7 Temmuz 2024 ile 31 Aralık 2024 tarihleri arasına ait enflasyon oranının yeniden incelenmesi ve son altı ayın gerçek enflasyon oranlarının belirlenmesi yer alıyor. Buna ek olarak, enflasyon verilerinin hangi yöntemle belirlendiği, madde sepetinde yer alan maddelerin fiyatları ve ağırlıkları hakkında da bilgi talep edildi.
Sonuç olarak, emekli ve emekçiler, benzer sorunlarla karşı karşıya kalmamaları için mevcut enflasyon oranlarının gözden geçirilmesini ve daha tatmin edici zam oranlarının belirlenmesini beklemektedir. Özellikle olağanüstü ekonomik koşullar altında, gelir artışlarının enflasyon karşısında ne denli yetersiz kaldığı açıkça bir sorun alanı olarak ön plana çıkmakta. Bu durum, sadece emeklilerin değil, asgari ücretle çalışan milyonlarca insanın yaşam standartlarını doğrudan etkilemektedir. Dolayısıyla, yapılan başvuru ve talepler, Türkiye’deki sosyal adalet arayışının önemli bir parçası olarak değerlendirilmektedir.
