AYDIN HASAN/AKSAZ – Seçkin gözlemci günü, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve kuvvet komutanları ile birlikte Salihreis Fırkateyni’nden izlenirken gerçekleşti. Bu gün, deniz kuvvetlerinin yeteneklerini sergilediği önemli bir etkinlik olarak öne çıkarken, Barbaros Sınıfı Fırkateyn Yarı Ömür Modernizasyon Projesi çerçevesinde yenilenen ilk gemi olan TCG Oruçreis de tatbikata katıldı. Seçkin gözlemci günü, Oruçreis’in Salihreis Fırkateyni’ni selamlamasıyla başladı. Ardından, SAS komandoları tarafından hedeflenen bir mayının tespit edilip imha edilmesi gerçekleşti. Bu olayın hemen sonrasında, tatbikat senaryosuna uygun olarak Yılancık Adası’na bir çıkarma yapıldı.
Tatbikatın devamında, deniz piyadeleri, uçar birlik harekâtı ile helikopterden Göksu Fırkateyni’ne iniş gerçekleştirdi. Tatbikatta önemli bir diğer unsur ise TB2 SİHA’lar ile milli üretim mühimmat olan MAM-L’nin atışıydı. Bu atışlar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin modern savaş yeteneklerini göstermesi açısından büyük bir önem taşıyordu.
Bakan Güler, tatbikata katılan askeri personele bir konuşma yaparak, “Başta komşumuz olmak üzere herkes emin olmalıdır ki bizler; Akdeniz ve Ege Denizi’ni istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz. Bunun ülkelerimize ve halklarımıza büyük yarar sağlayacağına inanıyoruz,” ifadelerini kullandı. Bakan Güler, bu bölgedeki barış ve istikrar arayışlarının yanı sıra ülke menfaatlerinden asla taviz verilmeyeceği mesajını da vurguladı. “Ancak barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken millî hak ve menfaatlerimizden de asla taviz vermeyeceğimizi, özellikle vurguluyoruz,” diyerek, Türkiye’nin ulusal güvenlik perspektifini net bir şekilde ifade etmiş oldu.
Seçkin gözlemci günü, hem askeri yeteneklerin sergilendiği bir platform olmasının yanı sıra, bölgesel güvenlik ve istikrar konularının da öneminin altını çizen bir etkinlik olarak tarihe geçti. TCG Oruçreis’in modernizasyonunun tamamlanmasının ardından yapılan bu tatbikat, Türk Deniz Kuvvetleri’nin modern savaş senaryolarına ve savunma stratejilerine ne denli hazırlıklı olduğunun bir göstergesiydi. Bakan Güler ve diğer yetkililerin katılımıyla gerçekleştirilen bu tatbikat, Türkiye’nin bölgedeki askeri gücünü pekiştirdiği gibi, aynı zamanda diplomatik mesajlar içeren bir etkinlik olarak da dikkat çekti.
Bu tür tatbikatların sıkça yapılması, Türkiye’nin askeri becerilerini geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda uluslararası arenada da dikkat çekmesine önemli bir katkı sağlıyor. Özellikle Akdeniz ve Ege Denizi gibi stratejik bölgelerde yaşanan gerilim ve uluslararası ilişkiler açısından bu tatbikatların önemi daha da artmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu tür modern tatbikatlarla hem ulusal güvenliği pekiştirme hem de uluslararası ilişkilerdeki güvenilirliğini artırma çabaları, gelecekte de devam edeceğe benziyor.
Her ne kadar tatbikatlar askeri bir nitelik taşısa da, Bakan Güler’in konuşmaları ve verilen mesajlar, bu tür etkinliklerin yalnızca askeri bir gösteri olmanın ötesinde, aynı zamanda diplomatik bir mesaj niteliği taşıdığını gösteriyor. Türkiye’nin bölgedeki komşularıyla olan ilişkileri güçlendirmek ve ulusal menfaatleri korumak adına attığı adımların bir parçası olarak bu tatbikatlar, her geçen gün daha büyük önem kazanmaktadır.
Umarız ki bu tür etkinlikler, hem askeri hem de diplomatik açıdan uluslararası güvenliğe katkı sağlar ve Türkiye’nin stratejik hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynar. Gelecekte de aynı kararlılıkla sürecek olan bu tür tatbikatların, hem askeri yapılanmanın gelişmesi hem de bölges
