Esenyurt Gaziler Derneği Başkanı İsmail Kalaycıoğlu’nun, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanması sonrası gerçekleştirilen demokrasi nöbetindeki konuşması nedeniyle görevden alındığı bildirildi. Bu olay, yerel yönetimlerin ve derneklerin etkileşimde bulunduğu karmaşık bir siyasi durumu ortaya çıkarmaktadır. Kalaycıoğlu’nun görevden alma kararının, 2025 tarihinin ilk günlerinde kendisine tebliğ edildiği belirtildi. Bu durum, toplumda büyük bir yankı uyandırmış ve birçok kesim tarafından tartışılmaya devam edilmektedir.
“BEN AĞLADIM O AĞLADI…”
İsmail Kalaycıoğlu, Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’ndaki demokrasi nöbetinde yaptığı konuşmada Ahmet Özer ile olan bağlarını duygusal bir şekilde dile getirmiştir. Kalaycıoğlu, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştır: “Ahmet Hoca’nın kayyum atanarak görevden alınmasını kabul etmiyorum, reddediyorum, reddediyorum. Ben onun abisiydim, o da benim kardeşimdir.” Bu ifadeler, Kalaycıoğlu’nun Ahmet Özer ile olan yakın dostluğunu ve ona olan bağlılığını açıkça ortaya koymaktadır.
Daha sonra, kucaklaşma anına atıfta bulunarak şunları eklemiştir: “Şu meydanda öyle bir kucaklaştık ki ben ağladım, o ağladı.” Kalaycıoğlu, bu duygusal anın kendisinde yarattığı etkileri dinleyicileriyle paylaşarak, olayın sadece siyasi bir boyutu olmadığını, aynı zamanda insani bir bağın da kendisini etkilediğini belirtmiştir.
Ayrıca, Ahmet Özer’in yaşam hikayesine ve geçmişine de vurgu yapmış, “Ben dedim ki: ‘Başkanım, ben yetim büyüdüm.’ Bilir misiniz, Ahmet Özer denen adam dört deprem şehidinin kardeşidir.” diyerek, Özer’in bireysel hikayesinin toplumsal bir anlam taşıdığını ifade etmiştir. Kalaycıoğlu, bu sözleriyle Özer’in toplum içindeki yerinin ve bakımının önemini vurgulamış, dinleyicilerin empati kurmasını sağlamayı amaçlamıştır.
Kalaycıoğlu’nun açıklamaları ve konuşması, hem dernek başkanı olarak toplumun olan bitene nasıl tepki verdiğini, hem de yakın arkadaşının yaşadığı durum karşısındaki derin duygularını aktardığı bir platform olmuş gibi gözükmektedir. Bu tür duygusal meseleler, genellikle insanları bir araya getiren ve toplumsal hareketlere öncülük eden unsurlar olabilmektedir.
Esenyurt’ta yaşanan bu olay, siyasi arenada yaşanan tartışmaların yanı sıra, toplumsal duyarlılığın ve dayanışmanın önemine de işaret etmektedir. Özellikle yerel yönetimlerin kayyum marifetiyle değiştirilmesi tartışmaları, toplumsal kesimlerde çeşitli reaksiyonlara sebep olmakta ve bu durum, şehirdeki toplumsal dinamiklerin yeniden gözden geçirilmesine yol açmaktadır.
Başkan Kalaycıoğlu’nun görevden alınmasının arka planında yatan nedenler, sadece kişisel bağlılık ve duygusal tepkilerle sınırlı değil, aynı zamanda Türkiye’deki genel siyasi iklimin ve yerel yönetimlerin işleyiş şeklinin bir yansıması olarak da değerlendirilmelidir. Bu bağlamda, Kalaycıoğlu’nun tutumu, sosyal medyada ve toplumda geniş yankılar bulmuş, birçok insan fikir beyanında bulunmuştur.
Demokrasi nöbeti sırasında söylediği sözlerle dikkat çeken Kalaycıoğlu, bir dernek başkanı olarak sadece bireysel bir tavır almakla kalmamış, aynı zamanda toplumunun sesi olmayı da hedeflemiştir. Bu tür liderlik özellikleri, toplum üzerinde güçlü bir etki yaratmakta ve insanları harekete geçiren unsurlar arasında yer almaktadır.
Konuşmasında kullandığı ifadelerle
