MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, YouTube kanalındaki programda kullandığı ifadeler gerekçe gösterilerek gözaltına alınan ve hakkında ev hapsi kararı verilen SÖZCÜ TV program yapımcısı ve gazeteci Özlem Gürses‘i iki kez telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti. Bu durum, sosyal medyada ve basında çeşitli tepkilere yol açtı.
Özlem Gürses, Bahçeli’nin geçmiş olsun telefonu için bazı açıklamalarda bulundu. Ertuğrul Özkök‘ün yazdığı yazıda, Bahçeli’nin kendisini aradığını belirttiğini söyleyen Gürses, “Bugün Ertuğrul Özkök’ün yazdığı yazıyı belki gördünüz, görmediniz. Kendisi dün evime ziyarete geldi, kısa bir röportaj yaptı. Bugünkü yazısında Sayın Devlet Bahçeli’nin ev hapsindeyken beni iki kere telefonla aradığı bilgisini paylaşmış. Bu bilgiyi kendisine ben vermedim.” ifadesini kullandı.
Devlet Bahçeli’nin Gürses ile kurduğu iletişim, MHP’nin politikasını ve Bahçeli’nin gazetecilere olan yaklaşımını tartışma konusu yaptı. Gürses, Bahçeli’nin kendisini MHP kaynaklarından öğrendiğini ve Bahçeli’nin izniyle bu yazıyı yazdığını aktardı. Bu noktada Gürses, “Bilgi doğru. Devlet Bahçeli beni bir aydır bulunduğum ev hapsinde iki kere arayarak hem benim hem annemin hatırını sordu, yeni yılımızı kutladı, geçmiş olsun dileklerini iletti.” şeklinde konuştu.
Bu durum, hem Bahçeli’nin Gürses ile olan iletişimi hem de gazetecilik faaliyetleri açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirildi. Özlem Gürses’in açıklamaları, Türkiye’deki basın özgürlüğü ve gazetecilik pratiği üzerine çeşitli tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Özellikle, gazetecilerin düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda maruz kaldığı baskılar daha geniş bir kitle tarafından ele alındı.
Bahçeli’nin bu iletişimi, MHP tabanı ve diğer siyasi partiler arasında da çeşitli tepkilere yol açarken, pek çok kullanıcı sosyal medya platformlarında bu durumu yorumladı ve eleştirdi. Bazı kullanıcılar, Bahçeli’nin telefonla aramasıyla birlikte basın özgürlüğü konusunun yine gündeme geldiğini öne sürdü. Bu anlamda, Gürses’in durumunun sadece şahsi bir mesele olmadığını, daha büyük ve karmaşık bir yapının parçası olduğunu vurgulayan yorumlar yapıldı.
Özlem Gürses, bahsi geçen olay üzerine sosyal medya üzerinden de bir açıklamada bulunarak, bu tarz uygulamaların Türkiye’deki gazetecileri ve sosyal medyadaki paylaşımlarını etkileme potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Bahçeli ile olan bu iletişim, muhalefet cephesinden ve medya dünyasından çeşitli tepkilere yol açarak, demokrasinin ne denli işlediği sorusunu yine ortaya attı.
Özlem Gürses’in yaşadığı durum, Türkiye’deki birçok gazetecinin maruz kaldığı baskılarla paralellik göstermektedir. Bu açıdan, gazetesinin ya da platformunun aleyhine bir durumun söz konusu olması durumunda, buna benzer iletişimlerin ne gibi sonuçlar doğurabileceği tahmin edilebilir. Bu nedenle, Gürses’in durumu bir nevi semboller oluşturmuş ve gelecekteki gelişmelere dair önemli bir gösterge olmuştur.
Sonuç olarak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Özlem Gürses’i araması, yalnızca şahsi bir geçmiş olsun dilekleri değil, aynı zamanda Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü konusundaki mevcut durumun bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Özlem Gürses’in bu olay sonrasında gazetecilikte karşılaştığı güçlükler ve süregelen ev hapsi durumu, Türkiye’deki basın özgürlüğü tartışmalarını