CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın parti grup toplantısında CHP’nin gerçekleştirdiği ‘kırmızı kart’ eylemine yönelik eleştirileri hakkında düşüncelerini paylaştı. Emir, “Kendisine teşekkür ederiz çünkü bizim ‘kırmızı kart’ eylemimiz giderek yaygınlaşıyor ve kitleselleşiyor. Bilmeniz gereken tek şey, kitlesel eylemlerin en belirgin özelliği yapılabilecek en basit, en sade ve en minimum hareketin olmasıdır ve bu da bugünün Türkiye’sinde cebinden kırmızı kart çıkartmaktır.” diyerek, eylemin halk arasında nasıl bir etki yarattığını vurguladı.
Emir, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Şanlıurfa ve Eskişehir’de 12 yaşındaki iki kız çocuğunun cinsel istismara maruz kaldığına dair iddiaların derhal açıklığa kavuşturulması gerektiğini ifade etti. Emir, bu istismar olaylarına karşı cezasız kalınmaması gerektiğini söyledi. Olayla ilgili olarak şu şekilde konuştu: “Urfa Akçakale’de İlçe Müftüsü Halil Bilik, 12 yaşındaki bir çocuğa din eğitimi sırasında cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınıyor. Önce tutuklanmıyor, sosyal medyada gündeme gelinceye kadar. Tutuklandıktan sonra savcılık tahliye edilmesini öneriyor, ama tekrar tutuklanıyor. Sonrasında, Aile Bakanlığı avukatları ve mağdurun avukatları itiraz ediyorlar. İtirazları göz önüne alınmıyor fakat burada Celalettin Gül isimli bir kişi devreye giriyor. Kendisi Mil Diyanet Sen Genel Başkanı ve bu sanığa destek veriyor. Eskişehir’de yine 12 yaşındaki bir kız çocuğuna karşı yapılan bir cinsel istismar iddiası var. Burada da öncelikle soruşturma hafife alınıyor ve kapatılmaya çalışılıyor, gözaltı veya tutuklama işlemi yok. Sosyal medya gündeme getirdiğinde tutuklama yapılıyor ama sonrasında yine serbest bırakılıyor. Bu süreçte Celalettin Gül yine devrede.”
“Kadınların şiddete uğramasına yol verecek her işlemin arkasındasınız”
Emir, “Hiç kimse mahkemelerin yerine geçemez. Ancak burada asıl dikkat edilmesi gereken, söz konusu olan müftüler ve Diyanet ile siyasi iktidar arasında yakın ilişkilerin bulunmasıdır. Bu nedenle, bu soruşturmaların üstünün kapatılması bir gerçektir ve yalnızca halk duyduğunda bazı adımlar geri alınıyor. Ama yine de örgütlü bir şekilde diyorlar ki ‘Biz müftümüzü yedirmeyiz, iftiralara karşıyız.’ Siz, bunun iftira olduğunu nereden biliyorsunuz? Bu kişilerin çocuklara cinsel istismar uygulamadığını nasıl söyleyebiliyorsunuz?” şeklinde konuştu. Mahkemelere yapılan siyasi baskıları eleştirirken, “Bunun üzerinden siyasi pozisyon almak ve 6284 sayılı kanunu hedef göstermek tam bir aymazlıktır ve hedef saptırmadır. Herkese düşen görev yargının bağımsız çalışması için destek vermektir.”
“22 bin 104 lirayla yaşamaya çalışmaktan daha büyük bir felaket ne olabilir”
Otoyol ve köprü geçiş ücretlerinde yapılan zamlara karşı tepkisini dile getiren Emir, “2024 yılı, asgari ücretliler için tam bir sefalet yılı oldu. 22 bin lira asgari ücret veriliyor ama bu ücreti artırmayacaklarını anlıyoruz. Sayın Bakan, ‘Eğer 2025 yılında bir felaketle karşı karşıya kalırsak asgari ücreti artırmayı düşünebiliriz’ diyor. 22 bin 104 lira ile yaşamaya çalışmaktan daha büyük bir felaket ne olabilir? Siz 22 bin 104 lira ile bir gün bile yaşayamıyorsunuz. Asgari ücretli bir ay bununla geç
