Muğla’nın Bodrum ilçesinde, 2025 yılının Ocak ayında yapımına başlanan Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı projesi sebebiyle bölgede bir dizi protesto ve basın açıklaması gerçekleştirildi. Eylemciler, bu projenin tamamlandıktan sonra Cengiz Holding’e devredileceği yönündeki iddiaları gündeme getirerek tepki gösterdiler. İnşaat alanına yürüyen yüzlerce kişi, şantiyeyi çevreleyen sunta bariyerlerini kırarak içeri girmek istedi. Bu durum, jandarmalar ile eylemciler arasında gergin anların yaşanmasına yol açtı.
Protestocular, özellikle Cengiz Holding’in Turgutreis’te, Limak’ın Kızılağaç’ta doğayı rant uğruna talan etmelerine izin vermeyeceklerini vurguladılar. Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odası (TMMOB) Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulu sözcüsü Mustafa Erdoğan, “Turgutreis’in bu sahilinin adı Günbatımı sahilleridir, burada her yıl milyonlarca kişi gün batımını seyreder. Bu limanın mühendisi mimarı kim, öğrenemedik. Altından Cengiz çıktı. Günbatımını plajlarını tamamen batırmaya geldi” diyerek durumu eleştirdi.
Sunta Bariyerleri Yıkıldı
Şantiye alanına giremeyen eylemciler, taleplerini dile getirmek amacıyla ellerinde teflerle birlikte 500 metre ilerideki Turgutreis Atatürk Meydanı’na doğru yürüyerek eylemi sonlandırdılar. Bu sırada gerginlik devam etti ve güvenlik güçleri, kalabalığın kontrol altında tutulması için çeşitli önlemler almak zorunda kaldı. Eylemler sırasında eylemcilerin güçlü bir birlik ve dayanışma içinde olduğu gözlemlendi.
Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı projesi, yerel halk arasında büyük bir tartışma konusu haline geldi. Birçok vatandaş, projenin bölgedeki ekosisteme zarar vereceğinden ve doğal güzelliklerin yok olacağından endişe ediyor. Protestolar sırf Bodrum ile sınırlı kalmayıp, Türkiye’nin farklı bölgelerinde de çevre duyarlılığına yönelik benzer hareketler gözlemleniyor. Bu durum, sivil toplum organizasyonlarının ve çevre aktivistlerinin hareketliliğini artırmış durumda.
Projenin başlaması ile birlikte Bodrum’da gündeme gelen tartışmalar, inşaat sektörü ve çevresel etkilere odaklanan bir tartışma ortamını da beraberinde getirdi. Eylemciler, yerel halkın bu tür projelere dair görüşlerinin dikkate alınması gerektiğini savunarak, daha katılımcı bir yaklaşımın benimsenmesini talep ediyor. Ayrıca, verilen izinlerin ve projelerin çevresel etkilere dair yeterli analizler yapılmadan verilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade ediyorlar.
Günümüzde çevre sorunları, yerel halkın yaşam alanlarını etkilediği için protesto, basın açıklaması ve eylem gibi toplumsal hareketlerle karşılığını buluyor. Bu gibi durumlar, halkın haklarını savunma ve doğal kaynakları koruma konusundaki kararlılığını gösteriyor. Bodrum’da yaşanan gelişmeler, bu anlamda Türkiye genelinde bir örnek teşkil ediyor.
Sonuç olarak, Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı projesi üzerinden gelişen eylemler, halkın çevresel meselelerdeki duyarlılığını ve kararlılığını gözler önüne seriyor. Eylemcilerin Cengiz Holding’in projelerine karşı duydukları tepki, yerel halkın karar verme süreçlerine daha fazla dahil edilmesi gerektiğini savunmaları ile paralellik gösteriyor. Bu durum, önümüzdeki dönemlerde Türkiye’de çevre başlıkları altında daha fazla tartışmanın yaşanmasına zemin hazırlayacak gibi görünüyor.