Türkiye’de hane halkı ve ticarethaneler için doğalgaz ve elektrik fiyatları, devlet sübvansiyonu ile desteklenmektedir. Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, sübvansiyon oranının %60 olduğunu, yani 1000 liralık bir faturanın 600 lirasını devletin karşıladığını belirtmiştir. Bu durum, hem hane halkının hem de ticarethanelerin enerji maliyetlerini azaltmak ve enerjiye erişimi kolaylaştırmak amacıyla uygulanmaktadır.
Ancak, yeni düzenlemelerle birlikte, elektrik ve doğalgaz faturalarında sübvansiyonun devam etmesine rağmen, yüksek tüketim yapanlar için bu destek kaldırılacaktır. Bu kapsamda, Şubat ayından itibaren 417 kWh’yi aşan elektrik tüketimlerinde gerçek maliyetin uygulanacağı duyurulmuştur. Doğalgazda da benzer bir kademeli fiyatlandırma sistemi devreye alınacaktır. Bu, enerji maliyetlerinin kontrol altına alınması ve özelleştirilen enerji sektöründe sürdürülebilir bir denge sağlanması açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
PEKİ DOĞALGAZA VE ELEKTRİĞE ZAM GELECEK Mİ?
Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, X (Twitter) hesabında yaptığı bir paylaşımda, “Bir noktadan sonra elektrik ve doğalgaz fiyatlarına zam kaçınılmaz görünüyor” değerlendirmesinde bulunmuştur. Bu ifade, enerji fiyatlarının artışının önünde duracak bir engel olmadığını ve gelecekte zammın kaçınılmaz olabileceğini göstermektedir.
2024 yılı itibarıyla, kamu, enerji şirketlerinin artırılan doğalgaz fiyatlarını yansıtmamak için 280 milyar TL zararını karşılamıştır. Uzmanların değerlendirmelerine göre, doğalgaz fiyatlarının mevcut seyri devam ederse, 2025 yılında en az 400 milyar TL daha aktarılacaktır. Bu durum, devletin enerji sektöründeki sübvansiyonlarının sürdürülebilirliği açısından kaygı verici bir tablo çizmektedir.
Her geçen gün artan enerji maliyetleri, hem sanayi hem de hane halkı üzerinde büyük bir ekonomik yük oluştururken, devletin sübvansiyonlarla bu yükü hafifletmeye çalışması, uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm olup olmadığı konusunda soru işaretleri doğurmaktadır. Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar’ın açıklamalarına göre, sübvansiyonlar belirli bir limitin üzerine çıkıldığında sona erecektir; bu da yüksek tüketim yapanların daha fazla maliyetle karşılaşacağı anlamına gelmektedir.
Bu yeni düzenleme ile özelleştirilen enerji pazarında rekabetin artması beklenmektedir. Ancak, yüksek tüketime sahip haneler ve iş yerleri, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı daha savunmasız hale gelebilirler. Özellikle sanayi kuruluşları, maliyet artışları sebebiyle üretim süreçlerinde zorlanabilir, dolayısıyla bu durum hem ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir hem de istihdam kayıplarına yol açabilir.
Prof. Dr. Hakan Kara’nın belirttiği üzere, gelecekte elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yapılacak zamlar, kamuoyunu endişelendiren bir durum haline gelecektir. Enerji maliyetlerindeki artış, hane halklarının bütçelerini zorlayacak ve yaşam standartlarını etkileyebilecektir. Bu nedenle, hükümetin alacağı önlemler, enerji sektörünün istikrarı ve tüketicilerin korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Türkiye’nin enerji politikalarının geleceği, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar ile doğrudan ilişkilidir. devletin, enerji ihtiyaçlarını karşılamak için doğalgaz ve