Ballıkaya Deresi üzerinde yer alan Demirtaş Barajı, 1977-1983 yılları arasında tarım arazilerini sulamak amacıyla kurulmuştur. Baraj, 2,160 hektarlık tarım arazisine su sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda çevresindeki mesire alanlarıyla piknikçilerin tercih ettiği bir nokta haline gelmiştir. Ancak, piknikçilerin bıraktığı atıklar nedeniyle baraj çevresinde çöp yığınları oluşmuş ve bu durum hem balıkların hem de çevredeki hayvanların sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği’nden Murat Demir, piknikçilerin bıraktığı kirliliğin hava sıcaklığıyla arttığını belirtmiştir. Demir, barajın Bursa Ovası’nı sulama amacıyla yapıldığını ve etrafında 35 bin metrekarelik bir piknik alanı bulunduğunu ifade etmiştir. Piknik alanlarının havaların ısınmasıyla birlikte aktifleştiğini ancak piknikçilerin bıraktığı atıklar nedeniyle ciddi bir kirlilik oluştuğunu vurgulamıştır. Demir, piknikçilerden doğal alanları korumalarını ve atıklarını geri dönüşüme götürmelerini istemiştir.
Atıkların çevre üzerindeki etkilerine değinen Demir, barajın aynı zamanda bir su havzası olduğunu belirtmiştir. Su kuşları, balıklar ve kurbağaların da bu alandan zarar gördüğünü dile getirmiştir. Plastik atıkların suya karışmasıyla su kuşlarının zarar gördüğünü, bazen zehirlendiğini ve sindirim sistemlerinin bozulduğunu açıklamıştır. Demir, doğal alanların sadece insanlar için değil, hayvanlar için de önemli olduğunu vurgulamış ve tüm doğal alanlarda dikkatli olunması gerektiğini belirtmiştir.
Sonuç olarak, Demirtaş Barajı çevresinde bırakılan atıkların doğal yaşamı olumsuz etkilediği ve ciddi bir kirlilik sorununa yol açtığı anlaşılmaktadır. Piknikçilerin sorumluluklarına dikkat çekilerek, atıkların geri dönüşüme götürülmesi ve doğal alanların korunması gerektiği vurgulanmıştır. Balıkaya Deresi üzerinde bulunan Demirtaş Barajı’nın sadece tarım arazilerini sulamakla kalmayıp, çevredeki doğal hayatı korumak ve yaşanabilir bir çevre sağlamak adına önemli bir role sahip olduğu belirtilmiştir.
