Çin Ticaret Bakanlığı, Ocak ve Şubat 2025 dönemine ait doğrudan yabancı yatırımları duyurdu. Bu dönemde gerçekleşen yatırımların toplam değeri 171,21 milyar yuan, yani yaklaşık 23,87 milyar dolar olarak belirlendi.
Ancak, bu rakam geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %20,4’lük bir azalmayı işaret ediyor. Yatırımların sektörel dağılımı incelendiğinde, imalat sektörüne yapılan yatırımların 47,82 milyar yuan (6,61 milyar dolar) olduğu, hizmetler sektörüne ise 120,49 milyar yuan (16,65 milyar dolar) tutarında yatırım yapıldığı görülüyor.
Yüksek teknoloji sektöründeki yatırımların 52,49 milyar yuana (7,25 milyar dolar) ulaştığı belirtiliyor. Bu bağlamda e-ticaret sektöründe %33,5, biyo-teknoloji ve ilaç sektöründe %22,9, akıllı tüketici ürünleri üretiminde ise %40,7 oranında bir artış yaşanmış durumda. Bu veriler, teknoloji odaklı yatırımların önemini ve büyüme potansiyelini vurguluyor.
Ülke bazında yapılan yatırımlar incelendiğinde, İngiltere’den gelen yabancı yatırımlar %87,9 oranında artış gösterirken, Almanya’dan gelen yatırımlar %57,4 ve Güney Kore’den gelen yatırımlar ise %45,2 oranında artış kaydetmiştir. Bu istatistikler, özellikle bu ülkelerden gelen yatırımcıların Çin pazarına olan ilgisinin devam ettiğini göstermektedir. Ek olarak, yabancı yatırımlarla kurulan şirketlerin sayısı, yılın ilk iki ayında %5,8 artış göstererek 7 bin 574’e ulaşmış durumda.
DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR 2 YILDIR DÜŞÜYOR
Çin’de doğrudan yabancı yatırımlar son iki yılda sürekli olarak bir düşüş göstermektedir. 2023 yılında söz konusu yatırımlar %8 oranında azalarak, 1998 yılından bu yana ilk kez yıllık bazda bir gerileme yaşamıştır. Bu durum, Çin ekonomi ve yatırım iklimini derinden etkileyen unsurları gözler önüne seriyor.
2024 yılına gelindiğinde, doğrudan yabancı yatırımlar bir önceki yıla göre %27,1 oranında gerileyerek 1998’den bu yana en sert düşüşü kaydetmiştir. Batılı ülkelerin, Çin ile olan ekonomik bağımlılıklarına dair riskleri azaltma yönündeki politikalarını benimsemeleri ve bunun tedarik zincirlerinde yarattığı sürekli değişimler, elbette ki bu durumu etkileyen önemli faktörlerden biridir.
Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminin getirdiği ekonomik ve jeopolitik belirsizlikler, doğrudan yabancı yatırımların Çin’e akışını olumsuz yönde etkilemeye devam etmektedir. Bu belirsizlikler, birçok uluslararası yatırımcının karar alma süreçlerinde dikkatli olmalarına ve Çin pazarına giriş yapmakta temkinli bir yaklaşım sergilemelerine neden olmaktadır. Özellikle yüksek teknoloji ve yenilikçi sektörlerde büyüme potansiyeli taşıyan şirketler için bile, yatırım yapma kararları daha fazla risk hesaplaması gerektirmektedir.
Tüm bu bilgiler, Çin’in ekonomi politikalarının ve uluslararası ilişkilerinin, ülkenin ekonomik büyümesi üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Yabancı yatırımlardaki düşüş, sadece ekonomik göstergelerle değil; aynı zamanda sosyal ve politik boyutlarıyla da ele alınması gereken bir durum olarak karşımızda duruyor. Çin, bu bağlamda, yabancı yatırımcıların motivasyonlarını anlama ve onlara uygun bir yatırım ortamı sağlama konusunda daha fazla çaba sarf etmelidir.
Sonuç olarak, doğrudan yabancı yatırımların azalması, Çin için birçok zorluğu beraberinde getirebilir. Ancak, yüksek teknoloji ve yenilikçi sektörlerdeki
