Anayasa Mahkemesi, sendika konfederasyonları ile hükümet arasında imzalanan ve kamu işçilerinin mali-sosyal haklarını belirleyen ‘çerçeve anlaşma protokolleri’nin bağlayıcı olacağına dair düzenlemeyi iptal etti. Karar, CHP’li milletvekillerinin başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda alındı. 6356 sayılı yasaya eklenen ek 2. madde, protokollerin geçerlilik süresi içinde idareler ile taraf konfederasyona üye olan sendikalar için bağlayıcı olmasını öngörüyordu. Ancak Anayasa Mahkemesi, bu hükmün anayasaya aykırı olduğunu belirterek iptal etti.
Kararda, çerçeve protokollerinin sendikaların toplu iş sözleşmesi yapma hakkını kısıtladığı ve grev kararı almasını zorlaştırdığı vurgulandı. Bu durumun sendikal faaliyetleri ve sendika hakkını sınırladığı belirtilirken, Anayasa’nın 13. ve 51. maddelerine aykırı olduğu ifade edildi. 2017 yılında yapılan düzenleme ile işçi konfederasyonları ve hükümet arasında imzalanan protokollerin bağlayıcı olmasına olanak tanınıyordu. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla sendikaların grev hakkı yeniden iade edilmiş oldu.
Çalışma ekonomisi profesörü Aziz Çelik’e göre, konfederasyonlar bağlayıcı protokoller imzalayarak üye sendikaları etkisi altına almaktaydı. Bu durum, sendikaların grev hakkını kullanmasını ciddi şekilde engelliyordu. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile konfederasyonların üye sendikaların grev hakkını askıya almasının önüne geçilmiş oldu. Profesör Çelik, çerçeve anlaşma protokollerinin yol gösterici olabileceğini ancak bağlayıcı olmaması gerektiğini belirtti. Bu kararın, halen yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi çerçeve protokolünü hukuken dayanaksız kıldığını ifade etti.
Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karar ile sendikaların grev hakkı korunmuş ve çerçeve protokollerin bağlayıcılığına sınırlama getirilmiş oldu. Bu karar, sendikaların toplu iş sözleşmelerini daha özgür bir şekilde yapmalarını ve grev haklarını kullanmalarını sağlayacak önemli bir adım olarak değerlendirildi.
