Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayımlanan bir rapora göre, iklim değişikliği küresel iş gücü için ciddi sağlık riskleri oluşturuyor. Rapor, küresel iş gücünün yüzde 70’ini oluşturan 2,4 milyar işçinin iklim değişikliğine bağlı sağlık tehlikelerine maruz kaldığını ortaya koyuyor. Aşırı sıcaklıklara bağlı olarak yılda 18 bin 970 kişinin hayatını kaybettiği ve 2,1 milyon işçinin engelli kaldığı belirtiliyor.
İLO’nun raporunda, ayrıca pestisit zehirlenmesi, işyeri hava kirliliği, güneşin UV radyasyonu ve parazit ve vektör kaynaklı hastalıklar gibi faktörlere bağlı ölümlerin de yaşandığı vurgulanıyor. UV radyasyonuna maruz kalan işçilerin cilt kanseri riski altında olduğu, hava kirliliğine maruz kalanların ise solunum yolu hastalıkları gibi sorunlarla karşı karşıya kaldığı belirtiliyor. Açık havada çalışan işçiler arasında yılda 860 bine varan işçinin yaşamını yitirdiği bilgisi de raporda yer alıyor.
Rapora göre, tarım sektöründe çalışanların pestisit zehirlenmesi nedeniyle hayatını kaybettiği ve parazit ve vektör kaynaklı hastalıklara maruz kalan işçilerin de ölüm riski altında olduğu ifade ediliyor. Özellikle pestisit zehirlenmesi nedeniyle her yıl 300 binden fazla tarım işçisinin yaşamını yitirdiği belirtilen rapor, bu durumun ciddi bir sağlık sorunu olduğunu ortaya koyuyor.
2024 yılında uzmanlar, rekor sıcaklıkların beklendiğini ve en sıcak yıl rekorunun kırılacağını tahmin ediyor. Bu durum, iklim değişikliği kaynaklı sağlık risklerini daha da artırabilir. İLO yetkilileri, küresel koruma standartlarının iyileştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, iş güvenliği ve sağlığı konularının iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir yere sahip olduğunu belirtiyor.
ILO’da Kıdemli İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Manal Azzi, iklim değişikliğinin işçiler için önemli sağlık tehlikeleri yarattığını ifade ediyor. Azzi, iş güvenliği ve sağlığı konularının iklim değişikliğine verilen yanıtların bir parçası olması gerektiğini savunuyor. Güvenli ve sağlıklı çalışma ortamlarının temel bir çalışma hakkı olduğunu vurgulayan Azzi, bu konuda daha etkili politikalar ve eylemler gerektiğini belirtiyor.
