Türkiye, her yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı coşkuyla kutladığı bir dönemde, çocuk işçiliği konusundaki vahim tabloyla karşı karşıya kalmıştır. Ekonomik kriz nedeniyle birçok çocuk beslenme ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmakta ve eğitim hayatlarının yaşları gerektirdiği gibi devam etmesi yerine ağır koşullarda çalışmak zorunda kalmaktadır. 2021-2023 arasında çocuk nüfusunda ve çocuk istihdamında ciddi artışlar yaşanmıştır. Sadece 15-17 yaş aralığındaki çocuk işgücü verilerine göre, 2021’de 520 bin olan çocuk istihdamı, 2023’te 759 bine ulaşmıştır.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin yaptığı açıklamada, çocuk yoksulluğu, çocuk işçiliği ve çocuk evlilikleri gibi sorunların toplumsal eşitsizliklerle birlikte sonlandırılması gerektiğine vurgu yapılmıştır. TÜİK’in 2023 verilerini değerlendiren DİSK-AR raporu ise çocuk işgücüyle ilgili endişe verici bir tabloyu ortaya koymaktadır. Çocuk istihdamı oranı 2021’de %14 iken 2023’te %19.6’ya yükselmiştir. 15-17 yaş aralığındaki çocukların %22.1’i işgücüne katılırken, erkek çocuklar %32.2, kız çocukları ise %11.5’lik bir orana sahiptir. Türkiye’de 2022 yılında 22 milyon 206 bin 34 çocuk bulunurken, bu da nüfusun %26’sını oluşturmaktadır. Çocuklar arasında ortaöğretimi tamamlama oranı ise %80.5 olarak gerçekleşmiştir.
Ancak, DİSK-AR tarafından yapılan değerlendirmede, TÜİK verilerinin çocuk istihdamının gerçek boyutunu yansıtmadığı belirtilmektedir. Ayrıca, 2019’dan sonra 15 yaş altı çocuk işgücü verilerinin yayınlanmaması eleştiri konusudur. Çocuk işgücüyle ilgili verilerin doğru ve güncel olması, sorunun çözümü için önemli bir adımdır. Türkiye’nin çocuklarına daha iyi bir gelecek sunabilmesi için çocuk işçiliği gibi sorunlarla kararlı bir şekilde mücadele etmesi gerekmektedir. Her çocuğun sağlıklı bir çocukluk geçirebilmesi ve eğitim hakkına erişebilmesi, toplumun geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
