TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca’nın başkanlığında toplandı. Gündem dışı konuşmalar bölümünde CHP milletvekilleri ile AK Parti milletvekilleri arasında tartışma yaşandı. CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, konuşmasında “Ey zalimler; ister kaymakam olun, ister vali, ister hakim olun, ister savcı, ister vekil olun, ister bakan, boşa çiğniyorsunuz yalan dünyayı. 1400 senedir yapıyorsunuz bunu, Nesimi’nin derisini yüzerken yaptınız bunu, Hallacı Mansur’u asarken yaptınız bunu, Kubilay’ın başını keserken yaptınız bunu” ifadelerini kullandı.
Bu sözler karşısında AK Parti Grup Başkan Vekili Leyla Şahin Usta, Akdoğan’ın sözlerine tepki gösterdi. Usta, “Sayın Vekil konuşmasında, ‘1400 yıldır yapıyorsunuz’ derken neyi kastettiğini, ne demek istediğini açıklayacak. Bu itham ve iftiralarla artık, Müslümanlar üzerindeki bu yaftayı ve bu iftiraları bitirmek zorundalar. ‘1400 senedir’ demek bu ülkenin Müslümanlarına çok ciddi bir iftira ve hakaret etmek demektir” şeklinde konuştu.
Usta, konuşmasını sürdürerek, “1400 seneyle neyi kastettiğini açıklaması için söz aldı; ancak neyi kastettiğini söylemeden geri döndü. 1400 seneden ne kastettiğini buradaki herkes çok iyi anlıyor. Bir özür borçlu, hem Meclis’teki herkesten, hem de bu Türk toplumundan. ‘1400 senedir zalime ve zulme devam ediyorsunuz’ demek bütün Müslümanlara ‘zalimsiniz’ demektir. 1400 sene için, Müslümanlara yapılan bu hakaret için vekil çıkıp özür dilemeli. Bu ülkenin 85 milyon Müslümanına kimse bu ithamı yapıştıramaz. Bu bir Siyonizm ağzıdır, bu bir İsrail ağzıdır” ifadelerini kullandı.
Tartışmanın ardından TBMM Genel Kurulu’nda gerilim devam etti. Muhalefet ile iktidar arasında yaşanan bu olay, Meclis içerisinde dikkatleri üzerine çekti. Gergin atmosferin sürdüğü toplantıda, milletvekilleri arasındaki görüş ayrılıkları net bir şekilde ortaya çıktı. Akdoğan’ın sözleri ve Usta’nın tepkisi, Meclis çatısı altında uzun süre konuşulmaya devam edeceğe benziyor.
Bu tür siyasi çekişmelerin, Meclis çalışmalarını olumsuz etkilediği ve kamuoyunda tepkilere sebep olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Türk siyasetindeki kutuplaşma ve gerilimlerin, demokrasi ve halkın menfaatleri açısından zararlı olduğu düşünülmektedir. TBMM Genel Kurulu’nda yaşanan bu olayın ardından, siyasi aktörlerin daha yapıcı ve birleştirici dil kullanmaları önem arz etmektedir.