Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yabancı yatırımcının programlarına duyduğu güvenle birlikte, Türkiye’ye sermaye girişlerinin artarak devam ettiğini duyurdu. Yılmaz, geçen yıl seçim öncesinde 700 puanı aşan CDS risk priminin 4 yılın ardından en düşük seviyede gerçekleşerek 270 puan düzeyine indiğini belirtti. Bunun sonucunda yurt dışı yatırımcının Türk tahvillerinde rekor seviyedeki alımlarıyla birlikte, ülkeye giren döviz miktarının 22 Mart-10 Mayıs 2024 döneminde nette 6,4 milyar dolar seviyesine ulaştığını açıkladı.
Sermaye girişlerindeki artışın yanı sıra rezervlerin de güçlendiğine vurgu yapan Yılmaz, 10 Mayıs haftasında TCMB brüt rezervlerindeki artışın bir önceki haftaya göre 7,5 milyar dolara ulaştığını ifade etti. Son 3 yıl içinde en yüksek haftalık rezerv artışının gerçekleştiğini belirten Yılmaz, 31 Mart yerel seçim sürecinden bu yana Merkez Bankası’nın yaptığı döviz alım ve döviz kazandırıcı işlemler sonucunda SWAP hariç net rezervlerde 42 milyar dolarlık artış yaşandığını paylaştı. Artan rezervlerin ve yabancı sermaye girişlerinin, dezenflasyon sürecine önemli katkı sağlayacağını belirten Yılmaz, hükümetin kararlılıkla uyguladığı programın reel sektörde ve finansal piyasalarda etkilerinin devam edeceğini söyledi.
Yılmaz’ın paylaşımında vurguladığı verilere göre Türkiye’ye yatırım yapan yabancıların güveni artmış durumda. Ülkeye giren döviz miktarının rekor seviyeye ulaşması ve rezervlerdeki artış, yatırımcıların Türkiye ekonomisine duyduğu olumlu algıyı gösteriyor. Bu durum, Türkiye’nin dezenflasyon sürecinde daha güçlü bir konuma gelmesine yardımcı olacak gibi görünüyor. Yatırımların artmasıyla birlikte, ekonomik istikrarın sürdürülmesi ve büyümenin desteklenmesi için atılan adımların etkilerinin reel sektör ve finansal piyasalarda daha fazla hissedilmesi bekleniyor.
Sonuç olarak, Cevdet Yılmaz’ın paylaştığı veriler Türkiye ekonomisinin yabancı yatırımcılar için cazip bir yatırım ortamı olmaya devam ettiğini göstermektedir. Artan sermaye girişleri ve güçlenen rezervler, ekonominin istikrarını ve büyümesini destekleyecek unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu trendin sürmesi durumunda, Türkiye ekonomisinin daha da güçlenerek büyümeye devam etmesi beklenmektedir.