Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde uyuşturucu ticareti yapmak suçundan yargılanan Ufuk A. ve Serdar B. hakim karşısına çıktı. Sanık Serdar B.’yi savunan avukat Alperen D., mahkeme başkanı ve üyelerini reddetme talebinde bulundu. Avukat D., Türkiye’nin laik bir hukuk devleti olduğunu vurgulayarak, dini simgelerle görev yapan hakimleri reddettiğini belirtti. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda herhangi bir içtihat olmadığını savunarak, reddi hakim talebini gerekçeli olarak sunacağını ifade etti.
Mahkeme Başkanı, avukatın reddi hakim talebini yazılı olarak bildirmesi için 3 gün süre verdi. Ret gerekçeleri sunulduktan sonra karara bağlanacak olan talep, mahkeme heyetinden başkan ve üye hakimler için yapılan ret talebi nedeniyle diğer işlemlerin bekletilmesine karar verildi. Duruşma 2 Temmuz tarihine ertelendi ve avukatın beyanıyla ilgili Ankara 1 No’lu Baro’ya şikayette bulunuldu.
Avukat Alperen D.’nin, müvekkilinin sorgusunun ardından alınması talebi de dikkate alındı. Reddi hakim talebi, dini simgelerle görev yapan mahkeme başkanı ve üyelerine karşı yöneltilen nadir taleplerden biri olarak dikkat çekti. Mahkeme heyeti, avukatın talebini incelemek üzere süre tanırken, dosyanın incelenmesi ve kararın verilmesi için belirli bir süre planlandı.
Bu olay, mahkemelerde dini simgelerin etkisini ve bağımsızlığın önemini vurgulamış oldu. Mahkeme kararının beklenmesi ve baroya yapılan şikayet, hukuk sisteminin işleyişini ve avukatların görevlerini de ortaya koydu. Ufuk A. ve Serdar B.’nin davası, reddi hakim talebiyle yeni bir boyuta taşınırken, adaletin nasıl sağlanacağı ve hukuk devleti ilkelerinin nasıl korunacağı da önemli bir konu haline geldi.