Anayasa Mahkemesi’nin kararına dayanarak 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyenler ile polis arasında yaşanan gerilim devam ediyor. Türkiye İşçi Partisi, bu sabah gerçekleşen yeni ev baskınlarında gözaltına alınanların varlığından bahsetti. Bugüne kadar gözaltına alınanlardan 50’si tutuklanmış durumda. Çağdaş Hukukçular Derneği ise bu sabah gerçekleşen gözaltıların sayısını 15 olarak açıkladı. Türkiye İşçi Partisi İstanbul İl Başkanlığı, sosyal medya hesabından yaptıkları paylaşımla, Taksim’e yürümek isteyen bir grup parti üyesinin ve diğer bazı grupların gözaltına alındığını duyurdu. “1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek isteyen 2 parti üyemiz, Devrimci Gençlik Dernekleri, Halk-Der, Kaldıraç, SEP ve SMF’li arkadaşlarımızla beraber çok sayıda yoldaşımız sabah ev baskınlarıyla gözaltına alındı. Taksim Meydanı’nı kazanacağız, arkadaşlarımızı geri alacağız. 1 Mayıs’tan, Taksim’den, arkadaşlarımızdan vazgeçmiyoruz” ifadeleriyle tepkilerini dile getirdi.
Öte yandan, 1 Mayıs tarihinden bu yana polis operasyonları sonucu çok sayıda kişi gözaltına alındı ve bunlardan 50’si çeşitli suçlamalarla tutuklandı. Dün ise 100’den fazla aydın, yazar, gazeteci ve sanatçı, tutuklananların serbest bırakılması için imza kampanyası başlattılar.
Bu gelişmeler, son dönemde Türkiye’de 1 Mayıs kutlamalarının ve protestolarının nasıl bir baskı altında gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Polis ile kutlama yapmak isteyenler arasında yaşanan gerginlikler, gözaltılar ve tutuklamalar, ülke içindeki siyasi atmosferi de iyice germe noktasına getirmiştir. Hak arayışı ve ifade özgürlüğü gibi temel insan haklarına vurgu yapan kesimler, tutuklamaların ve gözaltıların sona ermesi için daha fazla destek arayışına girmiş durumdadırlar.
1 Mayıs’ın demokrasi ve işçi hakları açısından önemine vurgu yapılırken, bu hakların korunması ve kutlamaların engellenmemesi gerekliliği de dile getirilmektedir. Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs’ta işçi ve emekçilere açılması talebi, Türkiye’deki siyasi tartışmaların merkezine oturmaktadır. Öte yandan, gözaltıların ve tutuklamaların devam etmesi, ülke içindeki gerilimi artırmaktadır. Bu nedenle, tutuklananların serbest bırakılması ve ifade özgürlüğünün korunması çağrıları daha da artmaktadır.