CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada eski İçişleri Bakanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili olan Süleyman Soylu’ya saldırıda bulundu. Özel, 25 Ağustos 2018 tarihinde Soylu’nun Cumartesi Anneleri eylemine orantısız güç kullanarak müdahale ettiğini ve anneleri perişan ettiğini iddia etti. Ayrıca Özgür Özel, Soylu’nun Galatasaray Meydanı’ndaki anneleri tutukladığını ve saldırdığını iddia etti.
Soylu’nun Özel’in sözlerine yanıtı gecikmedi. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Özel’e eski başkanlarının da aynı iftiraları attığını hatırlatarak, kendilerinin bu tür oyunlara gelmeyeceklerini belirtti. Ayrıca Özgür Özel’in cezaevindeki teröristlere destek verdiğini ima eden bir ifade kullanarak, kendilerinin de her daim hazır olduklarını vurguladı.
Özgür Özel’in Soylu’ya yönelik eleştirileri ve Soylu’nun verdiği cevapla başlayan polemik, partiler arasındaki gerilimi artırdı. siyasi çekişmeler ve karşılıklı suçlamalar her iki tarafın da taraftarlarını birbirine karşı kışkırtmaya devam etti. Özel’in iddiaları ve Soylu’nun cevabı, partiler arasındaki gerilimin daha da artmasına sebep oldu.
Tartışmaların devam etmesi ve her iki tarafın da karşılıklı suçlamalarıyla gerilimin yükselmesi, Türkiye siyasetindeki kutuplaşmanın ve gerginliğin arttığını gösteriyor. CHP ve AK Parti arasındaki polemikler, her iki tarafın da taraftarlarını kışkırtarak siyasi atmosferi daha da gergin hale getiriyor. Siyasette yaşanan bu tür polemikler, ülkenin birlik ve beraberliğine zarar vererek toplumda ayrışmayı körüklüyor.
Özgür Özel ve Süleyman Soylu arasındaki tartışmaların, her iki partinin seçmen tabanlarında nasıl yankı bulacağı ise merak konusu. Siyasette gerilimin artması ve karşılıklı suçlamaların devam etmesi, Türkiye’nin siyasi geleceği üzerinde de belirsizlik oluşturuyor. Bu tür polemiklerin devam etmesi, siyasetin daha da kutuplaşmasına ve toplumsal huzursuzluğun artmasına neden olabilir. Bu nedenle, siyasetçilerin birbirlerine karşı daha yapıcı ve uzlaşmacı bir dil kullanması gerekmektedir.
