Yeni verginin yerli şirketlere uygulanmayabileceği belirtiliyor. Asgari Kurumlar Vergisi’nin cirosu 750 milyon Euro’yu geçen tüm küresel şirketlere uygulanmasına ise kesin gözüyle bakılıyor. Aynı sistemin yerli ve yabancı diğer şirketlere uygulanıp uygulanmayacağı konusunda ise belirsizlik giderilemedi. Asgari Kurumlar Vergisi’nin tüm şirketlere uygulanması halinde birçok şirketin gerçek gelirini gizleyip vergiyi asgariden ödemek üzere yöntemler geliştirebileceğinden endişe ediliyor. Türkiye’de en geç temmuz ayına kadar küresel şirketlere aynı oranda Asgari Kurumlar Vergisi uygulama taahhüdünde bulunulmuştu.
Ancak Bakan Şimşek’in asgari verginin ülke içindeki şirketlere de uygulanacağına ilişkin mesaj vermesi şirketlerde ciddi belirsizliğe yol açtı. Daha önce 1992-1999 döneminde uygulanan Asgari Kurumlar Vergisi’nin yeniden getirilmesi halinde oranın yüzde 10 olarak uygulanacağı, bununla özellikle kârını gizleyerek düşük vergi ödeyen devasa şirketlerin hedeflendiği ifade edildi. Kaynaklar, bu yolla 100-150 milyar lira ilave vergi toplanabileceği hesabını yapıyor. Ancak yüksek vergi ödeyen bazı şirketlerin düzenlemeyi kötüye kullanıp ödeyeceği tutarı asgariye çekebileceği endişeleri de yaşanıyor.
Yeni vergi düzenlemesi, asgari verginin sadece küresel şirketlere değil, aynı zamanda yerli şirketlere de uygulanabileceği yönünde belirsizlik yaratmış durumda. Bu durum, şirketler arasında karışıklığa ve belirsizliğe sebep olmuş ve vergi mükellefleri için endişe kaynağı haline gelmiştir. Asgari Kurumlar Vergisi’nin kullanılmasının, vergi kaçırma ve gelirin gizlenmesine yönelik yeni yöntemlerin geliştirilmesine neden olabileceği de göz ardı edilmemelidir.
Bakan Şimşek’in açıklamaları, asgari verginin ülke içindeki şirketlere de uygulanacağı yönündeydi. Bu durum, devasa şirketlerin vergi yükümlülüklerini yerine getirmeleri ve ek vergi ödemeleri gerektiği anlamına gelmektedir. Ancak, uygulamanın kötüye kullanılması ve vergi ödeme tutarlarının düşürülmesi gibi riskler de bulunmaktadır.
Özetle, yeni vergi düzenlemesi ile ilgili belirsizlikler ve endişeler devam etmektedir. Şirketler, hem küresel hem de yerli olarak faaliyet gösteren şirketlerin vergi yükümlülüklerine ilişkin net bir yol haritası beklemektedir. Vergi kaçırma ve gelir gizleme gibi sorunların önlenmesi için etkin tedbirler alınmalı ve adaletli bir vergi sistemi oluşturulmalıdır. Bu sayede hem ülke ekonomisi hem de vergi mükellefleri için daha güvenilir bir ortam oluşturulabilir.
