Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda Albaraka İslami Finans Zirvesi’nde yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin finansal piyasalarda doğu-batı arasında köprü vazifesi gördüğünü belirtti. İstanbul Finans Merkezi’nin bu vizyonun sembolü haline geldiğini ifade etti. Son yıllarda dünyada yaşanan köklü dönüşüm sürecine de değinen Erdoğan, ekonomik, askeri ve siyasi sistemlerdeki sarsıntıların arttığını ve uluslararası sistemde denge kaybolduğunu vurguladı. Salgın ve buna bağlı krizlerin dünyayı kaosa sürüklediğini belirterek, adaletsizlik ve çarpıklıkların arttığını dile getirdi.
Erdoğan, finansal sistemdeki sorunlara da değinerek, 2008 krizinin ardından alınması gereken önlemlerin yeterince alınmadığını ve borca dayalı finansal yapıların reel sektörü sömürmeye başladığını ifade etti. Ayrıca günümüzde servet eşitsizliğinin tarihi boyutta arttığını ve en zengin kesimin küresel servetin büyük bir kısmını elinde bulundurduğunu belirtti. Kapitalist sistemin tekelleşmeyi ve zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmayı teşvik ettiğini söyledi. Bu sistemin adalet ve huzur getiremeyeceğini vurguladı.
İslam iktisadının ekonomik büyüme yanında adalet, ahlak, sürdürülebilirlik, sosyal refah ve çevreye de önem verdiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye’nin yastık altı denilen tasarruf kültürünü altın ve döviz biriktirerek yaptığını belirtti. Yastık altındaki altın ve dövizin ekonomiye katkı sağlamadığını dile getirerek, bu tasarrufların ekonomiye kazandırılması gerektiğini söyledi. Ancak bu konuda tam anlamıyla başarılı olunamadığını ifade etti.
Erdoğan, katılım finansın Türkiye ekonomisi için büyük potansiyel sunduğunu belirterek, kısa vadede bankacılık varlıkları içindeki payını yüzde 15’e çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Katılım finansa yönelik önyargıların kırılması gerektiğini ifade etti. Bu şekilde daha adil ve sürdürülebilir bir finansal sistem oluşturulabileceğini dile getirdi. Konuşmasında, çağrıda bulunarak herkesin bu konuda daha fazla işbirliği yapması gerektiğini vurguladı.