Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Maliye Hesap Uzmanları Vakfı tarafından düzenlenen bir etkinlikte konuştu. Şimşek, Türkiye’nin en büyük önceliğinin enflasyonun düşürülmesi olduğunu belirtti. Enflasyonun adil gelir dağılımı ve toplumsal barış açısından önemli olduğunu vurgulayan Şimşek, enflasyonun fiyat istikrarı açısından en kötü vergileme yöntemi olduğunu dile getirdi. Ayrıca, Eylül ayında enflasyonun yüzde 40’lı rakamlara gerileyeceğine inancını paylaştı.
Şimşek’in konuşmasında öne çıkan noktalar arasında uzun vadeli finansmana erişimin iş dünyasının önemli gündem maddelerinden biri olduğu, sürdürülebilir yüksek büyümenin herkesin gündeminde olduğu belirtildi. Fiyat istikrarının Türkiye’nin en büyük önceliği olduğunu vurgulayan Şimşek, enflasyonun vergileme açısından problemli olduğunu dile getirerek, sıkı para politikası, sıkı maliye politikası ve yapısal dönüşüm gibi politikaların önemine dikkat çekti.
Çeşitli çalışmalara göre, enflasyonun şok öncesi düzeye indirilmesinin ortalama 3-4 yıl sürebileceğini belirten Şimşek, enflasyonda geçiş döneminin sona erdiğini ve dezenflasyon sürecinin başladığını belirtti. Ayrıca, Merkez Bankası’nın gerektiğinde likiditeyi çekmek için borçlanabileceğini ifade etti.
Şimşek’in konuşmasında Vergi muafiyet ve istisna çalışmalarının devam ettiği, kayıt dışı ekonomi ile mücadele için bir eylem planının olmadığı ancak etkin bir mücadele sürdürüldüğü kaydedildi. Cari açığın milli gelire oranla yüzde 2,5’in altına düşmesinin hedeflendiği belirtildi. Ayrıca, önümüzdeki üç yılda Dünya Bankası ve benzeri kuruluşlardan en az 60 milyar dolarlık kaynağın Türkiye’ye taahhüt edildiği bilgisi verildi.
Şimşek, programın eleştirilere rağmen işlediğini belirterek, Türkiye’nin Kapsamlı Gözden Geçirme (KKM) sürecinden çıkacağını ve swap hariç pozitif rezerv noktasına yakında ulaşacaklarını söyledi. Son olarak, rezerv konusundaki kaygıların gündemden çıkacağına olan inancını paylaştı.