Ankara’da, 29 Mayıs tarihinde, 45 yaşındaki Serap Doğan eski sevgilisi 42 yaşındaki Selahattin Özdemir tarafından ablasının evinde silahla öldürüldü. Katil Selahattin Özdemir ise olayın ardından kullandığı silahla intihar etti. Serap Doğan’ın Elazığ’dan Ankara’ya geçici görevlendirmeyle geldiği ve katilin hem Elazığ’da hem Ankara’da Serap Doğan’ı takip edip tehditlerde bulunduğu ortaya çıktı. Eski sevgilisinin evli olduğunu öğrenip ayrıldıktan sonra defalarca tehdit edilen Serap Doğan, Selahattin Özdemir’e karşı pek çok suç duyurusunda bulunmuştu.
Serap Doğan, Elazığ 1. Aile Mahkemesi tarafından 30 Nisan’da 3 ay süreyle uzaklaştırma kararı aldırmıştı. Ancak katil bu uzaklaştırma kararını ihlal ederek Serap Doğan’ı tehdit etmeye devam etti. Serap Doğan ise 6 Mayıs’ta ve 22 Mayıs’ta şikayetlerini Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği’ne iletti. İlk şikayetinde kendisinden para isteyen Selahattin Özdemir’in takip ve tehditleriyle karşı karşıya kaldığını belirterek, tedbir kararları alınmasını talep etmişti.
22 Mayıs’ta da Selahattin Özdemir’in uzaklaştırma kararını ihlal ederek tehditlerde bulunduğunu belirterek yeniden şikayette bulunan Serap Doğan, Aile Mahkemesi’nden şahıs hakkında elektronik kelepçe tedbirinin uygulanmasını talep etmişti. Ancak ne yazık ki bu önlem alınamadı ve sonuçta Serap Doğan, eski sevgilisi tarafından hunharca öldürüldü.
Bu acı olay, aile içi ve kadına karşı şiddet konusunda ne kadar önemli tedbirler alınması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzaklaştırma kararları, şikayetler ve tedbir talepleri ne yazık ki Serap Doğan’ı koruyamadı. Olayın ardından toplumda büyük bir infial yaratırken, bu tür vakaların tekrarını önlemek adına daha etkili önlemlerin alınması gerekliliği bir kez daha vurgulandı. Katilin intihar etmesiyle birlikte bu trajik olay, derin yaralar bıraktı ve adaletin sağlanması için ciddi bir soruşturma başlatıldı.