Son günlerde Gazze Şeridi’nde yaşanan çatışmalar, dünyanın dikkatini çekmeye devam ediyor. 7 Ekim’den bu yana devam eden İsrail saldırıları sonucunda, en az 36 bin 654 Filistinlinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Bu ölümlerin içinde 15 bin 328 çocuk ve 10 bin 171 kadın da bulunuyor. Sivil altyapının hedef alındığı saldırılar sonucunda hastaneler, ibadethaneler ve eğitim kurumları zarar görmüş durumda. Enkaz altında binlerce ceset olduğu da bildiriliyor.
Bu dramatik durum karşısında, ABD, Arjantin, Avusturya, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Kolombiya, Danimarka, Fransa, Almanya, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırbistan, İspanya, Tayland ve İngiltere’nin liderlerinden oluşan 17 ülke birleşerek ortak bir açıklama yaptı. Bu ülkeler, Gazze’de ateşkesin sağlanabilmesi için İsrail ve Hamas’a çağrı yaparak taviz vermelerini istediler. Ayrıca, Başkan Joe Biden’ın 31 Mayıs’ta açıkladığı rehinelerin serbest bırakılmasını içeren ateşkes anlaşmasını desteklediklerini belirttiler.
Açıklamada, Gazze’de ateşkesin sağlanması ve bölgenin yeniden inşasının yanı sıra İsrailliler ve Filistinliler için güvenlik garantileri, kalıcı ve uzun vadeli barış ile iki devletli çözüm fırsatlarına vurgu yapıldı. İsrailli liderlerin ve Hamas’ın bu anlaşmayı kabul ederek vatandaşları serbest bırakma sürecini başlatmaları gerektiği belirtildi.
dünya liderlerinin yaptığı bu açıklama, Gazze’de yaşanan acı ve trajediye dikkat çekmek ve çözüm bulunması için bir adım atılmasını sağlamayı amaçlıyor. İsrail ile Hamas arasında sağlanacak bir ateşkesin, taraflar arasındaki güveni artırarak bölgede daha kalıcı bir barışın oluşturulmasına katkı sağlayabileceği belirtiliyor. Bu nedenle, tüm tarafların taviz vererek ortak bir çözüm bulma yolunda adım atması gerektiği vurgulanıyor.
Tüm dünya, Gazze’de yaşanan insanlık dramını sonlandırmak için çaba harcamaya devam ederken, İsrail ve Hamas arasında sağlanacak bir ateşkesin, bölgede barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesine yardımcı olabileceği umut ediliyor. Özellikle çocukların, kadınların ve masum sivillerin korunması ve bu tür çatışmaların bir daha yaşanmaması için uluslararası toplumun ortak bir çaba göstermesi gerektiği vurgulanıyor.