CHP Sözcüsü Deniz Yücel, bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında gerçekleşecek görüşmede Sinan Ateş konusunun gündeme geleceği sorusuna cevap verdi. Yücel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel başkanlarıyla yapacağı ziyaretin bir iade-i ziyaret olduğunu belirtti. Görüşmede belirli konu başlıklarının ele alındığını ve ülkenin normalleşmesi, hukuk sisteminin ve demokrasisinin düzeltilmesinin amaçlandığını ifade etti. Türkiye’nin toplumunu, siyasetini ve gündemini ilgilendiren konuların da görüşülebileceğini belirtirken, yarınki ziyaretin bir iade-i ziyaret olduğu için hangi konuların konuşulacağını net olarak öngöremeyeceklerini dile getirdi.
Yücel’in açıklamalarına göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı ile gerçekleştireceği ziyaretin temel amacı ülkenin normale dönmesi ve hukuk düzeninin yeniden tesis edilmesidir. Bu doğrultuda yapılan görüşmelerde çeşitli konular ele alındığı ve Türkiye’nin demokrasisinin güçlendirilmesi üzerine fikir alışverişinde bulunulduğu belirtilmektedir. Yarınki ziyaretin ise, daha önce gerçekleşen ziyaretin karşılığı olarak gerçekleşeceği vurgulanmış ve bu nedenle hangi konuların ele alınacağının net olmadığı ifade edilmiştir.
Görünen o ki, yarınki ziyarette Sinan Ateş konusunun da gündeme gelebileceği belirtilmekle birlikte, net bir açıklama yapılmamıştır. Ancak Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun ciddiyeti ve toplumu yakından ilgilendiren konuların da görüşülme ihtimali üzerinde durulmuştur. Hukukun ülke düzeyinde yeniden tesis edilmesi, demokrasinin güçlendirilmesi ve ülkenin normalleşmesi için yapılan görüşmelerin önemli olduğu vurgulanırken, hangi konuların ele alınacağına dair net bir bilgi verilmemiştir.
Sonuç olarak, CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in açıklamalarına göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı ile yapacağı görüşmenin temel amacı ülkenin normalleşmesi ve demokrasinin güçlendirilmesidir. Yarınki ziyaretin bir iade-i ziyaret olarak gerçekleşeceği belirtilerek hangi konuların ele alınacağına dair net bir açıklama yapılmamıştır. Ancak Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun ciddiyeti göz önünde bulundurularak, toplumu yakından ilgilendiren konuların da görüşülebileceği anlaşılmaktadır.