Muş’ta PKK tarafından kaçırılan çocuklarını kurtarmak isteyen aileler, DEM Parti il binası önünde düzenledikleri eylemlerle seslerini duyurmaya çalışıyor. Aileler, çocuklarının en kısa sürede güvenli bir şekilde evlerine dönmesini beklerken, toplumdan da destek istiyor. Her hafta çarşamba günü DEM Parti il binası önünde bir araya gelen anne ve babalar, “Anneler direniyor” ve “Yeter artık evlatlarımızı bırakın” sloganlarıyla çocuklarına kavuşma umudunu canlı tutuyorlar.
Şahinaz Özcan, oğlunun 7 yıldır haber alamadığını belirtiyor ve 14 bayramı oğlundan ayrı geçirmenin acısını yaşıyor. Özcan, oğlunu PKK ve HDP’den isteyerek, Kürt ya da Müslüman olmanın bir öneminin olmadığını, her annenin çocuğunu bekleyişinin ne kadar zor olduğunu dile getiriyor. Ayten Koçhan ise, 8 yıldır oğlundan haber alamıyor ve duygusal anlamda büyük bir boşluğun içinde olduğunu ifade ediyor. Oğluna seslenen Koçhan, devlete teslim olması ve yanlarına dönmesi için çağrıda bulunuyor.
Ailelerin çocuklarının kaybolması ve terör örgütleri tarafından kullanılması, toplumda büyük bir endişe ve üzüntü yaratmaktadır. Ailelerin çocuklarına kavuşma umudu ve acılarını paylaşma istekleri, her geçen gün artmaktadır. Bu durum, hem o ailenin yaşadığı dramı hem de terör örgütlerinin insan hakları ihlallerini gözler önüne sermektedir. Ailelerin çocuklarına kavuşma umuduyla verdikleri mücadele, toplumun da desteğiyle güçlenerek devam etmektedir.
Muş’ta DEM Parti il binası önünde gerçekleşen eylemler, ailelerin seslerini duyurmak ve çocuklarını geri kazanmak için verdikleri kararlılığı göstermektedir. Ailelerin yaşadığı acı ve umutsuzluk, toplumun da dikkatini çekerek destek olma isteği uyandırmaktadır. Çocuklarına kavuşmak için direnen ailelerin verdikleri mücadele, sadece kendi acılarını değil, tüm toplumun duyarlılığını ve adalet talebini de simgelemektedir.
Muş’ta yaşanan bu olay, terörün insan hayatına verdiği zararları ve aileleri nasıl yıktığını gözler önüne sermektedir. Ailelerin çocuklarına kavuşma umudu ve verdikleri mücadele, herkesin dikkatini çekmeli ve destek olmaya teşvik etmelidir. Ailelerin yaşadığı acılar ve çocuklarına duydukları özlem, toplumun da vicdanını sızlatarak adalet arayışını güçlendirmelidir.