İstanbul’un farklı bölgelerindeki kirli suların oluşturduğu kötü kokular çevre sakinlerini ve esnafı rahatsız ediyor. Üsküdar Bosna Bulvarı’ndan Çengelköy Sahili’ne kadar uzanan Bekar Deresi’nin denize döküldüğü noktada ortaya çıkan kötü koku, bölgede yaşayanları etkisi altına alıyor. Boğazı seyretmek için kıyıya gelenler de bu kötü kokudan etkileniyor ve bölge esnafı rögar kapaklarını paspaslarla kapatmaya çalışarak kokuyu hafifletmeye çabalıyor. Semt sakinlerinden Tayfun Çakır, lağımın denize aktığını ve oluşan koku nedeniyle şikayetçi olduklarını belirtiyor. Bölgede kurulan mahalle pazarında yıllardır esnaflık yapan Kemal Avcı da kokunun rahatsız edici boyutlara ulaştığını ve bunun çözülmesi gerektiğini vurguluyor.
İstinye Mahallesi’nde bulunan İstinye Deresi de sıcak havalarda ve yağış sonrası artan kötü koku nedeniyle çevre sakinlerini rahatsız ediyor. Sarıyer Caddesi’nden başlayarak sahile kadar devam eden dere yatağı ve koyda biriken atıklar, kokunun artmasına neden oluyor. Vatandaşlar, sorunun çözülmesini talep ederken, seçim dönemlerinde verilen vaatlerin yerine getirilmediğini belirtiyor. Zehra Fil, yoğun koku nedeniyle pencerelerini açamadıklarını ve sineklerle baş etmek zorunda kaldıklarını ifade ediyor.
Anadolu Yakası’nda yer alan Kurbağalıdere’nin bazı noktalarında su yüzeyinde çöplerin biriktiği ve suyun renginin karardığı gözleniyor. Belediye ekiplerinin çöplerin geçişini engellemek için setler koyduğu bu noktalarda kirliliğin yoğun şekilde biriktiği dikkat çekiyor. Aynı şekilde Marmara Denizi’ne akan Göksu Deresi’nde de kirliliklerin bulunduğu görülüyor.
İstanbul’un farklı bölgelerindeki kirli sulardan kaynaklanan kötü kokuların çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri bulunuyor. Özellikle yaz aylarında sıcak hava ve artan kirli su akışıyla bu kokuların daha da belirgin hale gelmesi, çevre sakinlerini rahatsız ediyor. Bölgedeki esnaflar da bu durumdan olumsuz etkilenerek çözüm talep ediyor. Belediye ve ilgili kurumların bu konuda daha etkili önlemler alması ve kirlilikle mücadele etmesi gerekiyor. Aksi takdirde çevre ve insan sağlığı açısından büyük riskler ortaya çıkabilir.
