Olay, 5 Şubat 2021’de, İncivez Mahallesi Binbaşı Tahsin Sokak’ta gerçekleşti. Derya Yıldırım, İstanbul’dan İzmir’e taşınan sevgilisi Deniz Yılmaz’ı ziyarete gitti. İddiaya göre, Yıldırım’ın evlilik teklifine Yılmaz olumsuz yanıt verince aralarında bir tartışma çıktı. Tartışma büyüyünce Yıldırım, Yılmaz’ın kendisine yardım etmediği şikayetiyle balkona gitti, aşağıya doğru eğilerek sarktı. Deniz Yılmaz, Derya Yıldırım’ı kurtarmaya çalıştı ancak başarılı olamadı. 6’ıncı kattaki dairenin balkonundan düşen Derya Yıldırım, hastanede hayatını kaybetti.
EV HAPSİ İLE KONTROL ALTINDA TUTULMUŞTU
Gözaltına alındıktan sonra ev hapsine alınan Deniz Yılmaz hakkında intiharı önleyebileceği halde gereken önlemi almadığı gerekçesiyle ‘Taksirle ölüme sebebiyet verme’ ve Derya Yıldırım’ın dışarı çıkmasını engelleyerek ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçlamalarıyla toplam 11 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Yılmaz’ın ev hapsi daha sonra ayda bir kez karakola gidip imza atması şeklindeki adli kontrol şartıyla değiştirildi.
26 METREDEN 81 KM HIZLA DÜŞTÜ
İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi üzerine yüksek fizik mühendisi, psikiyatri uzmanı, Adli Tıp uzmanı ve olay yeri inceleme uzmanından oluşan 4 kişilik bilirkişi heyetince rapor hazırlandı. Rapor, Yıldırım’ın 26,12 metre yükseklikten saatte 81,36 kilometre hızla 2,3 saniyede yere düştüğünü belirtirken, Yılmaz’ın sarkan Yıldırım’ın ağırlığını kaldıramayacağı sonucuna vardı.
ADLİ KONTROL KALDIRILDI
İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya baba Mert Yıldırım ve taraf avukatları katıldı. Sanık duruşmada bulunmadı. Duruşma sonrasında sanığın haftada bir imza atma adli kontrol önleminin kaldırıldığı açıklandı.
‘ÖLÜMÜ DÜŞÜNMEKTE OLAN KİŞİ BOŞLUĞA BAKAR’
Mahkemede Yıldırım ailesinin avukatı Ceren Ertürk bilirkişi raporuna itiraz ederek, “Yapılan incelemede göz önünde bulundurulması gereken noktalar var. Derya’nın tutunabileceği sadece mermer 5 santimetre aşağıda. Komşuların duyduğu ağlama sesleri ve olay yerindeki tırnak izleri arbedeyi işaret ediyor. Deniz Yılmaz’ın vücudundaki tırnak izleri de dikkate alınmalı. Görgü tanıkları, Derya’nın balkona değil boşluğa baktığını iddia ediyor. İntihar edecek biri genellikle boşluğa bakar. Önemli olan kavrayabilmesi değil, nasıl oraya geldiğidir” dedi.
BABA: RAPOR YENİDEN DÜZENLENSİN
Baba Mert Yıldırım “Ağlama sesi, arbede var. Keşke başka bir şekilde ölseydi. Yetkililere de dava açacağım. Telefonu evde bulunamadı, bulunduğunda ise kırıktı. Kimse telefonunu kırıp yatağın arkasına sıkıştırmaz. Bilirkişi raporuna itirazım var. Fizik profesörü, korkuluk borusunun kalınlığını hesaba katmamış. Çünkü olay yerinde boruya tutunmaya çalıştım ama başaramadım. Bir insan, o boruyu kavramaya yetecek şekilde değil” diyerek raporun yeniden düzenlenmesini istedi.
KURUM AVUKATI: KURTARMA ÇABASINA GİRMESİ KABUL EDİLEMEZ
Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün avukatı ise “Bilirkişi raporu yalnızca fiziksel verileri içeriyor, psikolojik durumunu yansıtmıyor. Alkollü olduğu bildirilen birinin sözlerine itibar etmemek ve ardından kurtarma girişiminde bulunmak inanılamaz. Şikayetçiyiz ve cezalandırılmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘DOSYADA BU İDDİALARA RASTLANMADI’
Sanık avukatlarından Can Demircan, Yılmaz’ın sorumluluğunun olmadığını belirten rapora dayanarak, “Mağdur tarafın iddiası evden çıkmasının engellendiği yolundadır ancak dosyada böyle bir bilgi yer almamaktadır. İddialarla dosyanın bu noktaya gelmesi şaşırtıcıdır” dedi.
Savcıya ek süre veren hakim, yeniden bilirkişi raporu isteğini reddederek, mütalaasını sunması için savcıya süre tanıdı ve duruşmayı erteledi.