Mossad’ın uzaktan çevrimiçi yönlendirme tekniği kullanarak Türkiye’de yaşayan yabancılara karşı yaptığı istihbari faaliyetler ortaya çıktı. GPS cihazlarıyla araç takibi yapılırken, Wi-Fi cihazlarına erişilerek şifreler kırılmış ve ikametgah adresleri tespit edilmişti. Ayrıca, İsrail istihbaratının belirlediği kişiler fiziki takibe alınmış, buluşmaları fotoğraflanmış ve gözetim altına alınmıştı. Bu faaliyetler belgelendi ve yasal süreç başlatıldı.
56 kişinin Mossad’a bilgi sızdırmakla suçlandığı dava kapsamında iddianame düzenlendi ve sanıklar hakkında 15-20 yıl arasında hapis cezası istendi. İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamada 20 tutuklu sanık duruşmaya getirildi. Mütalaada, tüm sanıkların İsrail İstihbarat Servisi’nin çevrimiçi operasyon ekibiyle para karşılığı bilgi alışverişi yaptığına dair yeterli delil olduğu belirtildi.
Savcılık, suç maddesinde değişiklik yaparak sanıkların ‘Yasaklanan bilgileri casusluk maksadıyla temin etmek’ suçundan cezalandırılmalarını talep etti. Mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verirken, 18 sanığın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Mahkeme ayrıca, yurt dışına çıkma yasağını kaldırarak, savunma hazırlamaları için duruşmayı erteledi.
Yaşanan bu olaylar sonucunda, Türkiye’de yabancılar üzerinde yürütülen istihbari faaliyetlerin ne kadar ciddi boyutlara ulaştığı ortaya çıktı. Mossad’ın çevrimiçi operasyonlarıyla bilgi sızdırma ve takip gibi yöntemlerin etkili bir şekilde kullanılması, uluslararası casusluk faaliyetlerinin boyutlarını da gözler önüne serdi. Türk mahkemelerinin bu tür olaylara karşı ciddi bir tutum sergileyerek adaletin sağlanmasına yönelik adımlar atması önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Dava sürecinin bundan sonraki aşamaları ve verilecek kararlar, uluslararası ilişkiler açısından da büyük önem taşımaktadır.