Bursa‘da 4 Temmuz tarihinde etkili olan sağanak yağış ve dolu nedeniyle kentte bazı metro istasyonlarında su baskınları meydana gelmiş, derelerin taşması sonucu birçok araç sular altında kalmıştı. Yağışlar nedeniyle Alemdar Mahallesi yakınlarındaki Nilüfer Çayı’nın taşması sonucu bir erkek cesedi suya kapılarak bulunmuştu. Ceset, kimlik tespiti ve ölüm sebebinin belirlenmesi için Bursa Adli Tıp Kurumu morguna gönderilmişti. Yapılan DNA testi sonucunda, cesedin 6 Haziran’da kayıp müracaatı yapılan 68 yaşındaki Osman Beyri’ye ait olduğu tespit edilmişti.
Olayın ardından yapılan detaylı incelemeler sonucunda, Osman Beyri’nin evinden çıktıktan sonra bir daha geri dönmediği ortaya çıkmıştı. Ailesi ve yakınları tarafından kayıp başvurusunda bulunulan yaşlı adamın cesedinin Nilüfer Çayı’nda bulunması, üzüntü ve şok yaratmıştı. Osman Beyri’nin ölüm sebebi kesin olarak tespit edilirken, ailesi ve yakınları da acı haberi almıştı.
Ölüm haberi üzerine kentte geniş bir üzüntü yaratan olay, aynı zamanda sel felaketinin yarattığı tahribatın boyutlarını da gözler önüne sermişti. Sağanak yağış nedeniyle birçok noktada su baskınları yaşanırken, birçok araç sular altında kalmış ve metro istasyonları suyla dolmuştu. Belediye ekipleri ve kurtarma görevlileri, sel felaketinin yarattığı zararı en aza indirmek için gece gündüz çalışmış ve sürüklenen araçları kurtarmak için hummalı bir çaba göstermişti.
Bursa‘da yaşanan bu trajik olay, aynı zamanda alınması gereken sel ve su baskınlarına karşı önlemlerin önemini bir kez daha gündeme getirmişti. İklim değişikliklerinin etkisiyle artan aşırı yağışlar, şehirlerde su taşkınlarına ve sel felaketlerine neden olabilmekte ve insan hayatını tehlikeye sokabilmektedir. Bu nedenle, belediyelerin ve ilgili kurumların alması gereken acil önlemler ve planlamalar doğrultusunda, yaşanabilecek olası sel ve su baskınlarının etkileri en aza indirilmeye çalışılmaktadır. Osman Beyri’nin ölümü de, bu tür felaketlerin ne denli yıkıcı sonuçlara yol açabileceğini bir kez daha göstermiştir.