Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Uluslararası İhale Mekanizması adı verilen bir mekanizma üzerinden, Çin’in tıbbi cihaz tedarik pazarında yürüttüğü uygulamalar üzerinde ilk kez bir soruşturma başlattı. Çin’in bu alanda Avrupalı şirketlere ve ürünlere karşı haksız ayrımcılık yaptığına dair toplanan kanıtlar bu adımı atma kararını güçlendirdi. Soruşturmanın amacı, Çin’in tıbbi cihaz tedarik pazarını yabancı firmalara kapatarak yerli şirketleri ayrıcalıklı tuttuğunu ortaya koymaktır.
AB Komisyonu, Çin makamlarına bu durumu iletti ancak tatmin edici bir yanıt alamadı. Bu nedenle, AB’nin yeni ihale mekanizması aracılığıyla, Çin’in bu haksız uygulamalarına karşı önlem almaya karar verildi. Bu adım, ülkelerin yerli tedarikçileri haksız bir şekilde tercih etmelerinin önüne geçmek amacıyla oluşturulan bir mekanizmanın ilk soruşturmasıdır.
Soruşturma sonucunda, AB ülkelerinde kamu ihalelerine teklif veren Çinli tıbbi cihaz şirketlerine kısıtlamalar getirilmesi olasılığı bulunmaktadır. Bu adımın, Çin’in tıbbi cihaz pazarındaki rekabeti adil bir şekilde sağlamak ve Avrupalı şirketlerin bu alanda haklarını korumak amacıyla atıldığı belirtilmektedir. AB Komisyonu, Çin’in bu haksız uygulamalarını sonlandırmak ve pazarı daha adil hale getirmek için gerekli adımları atmaya kararlı olduğunu açıklamıştır.
Bu soruşturmanın AB’nin dış ticaret politikalarında yeni bir dönemi başlatacağı ve uluslararası ticarette adaletin sağlanması için önemli bir adım olacağı görülmektedir. Çin’in tıbbi cihaz tedarik pazarındaki haksız uygulamalarına karşı alınacak önlemler, hem AB şirketlerinin hem de tüketicilerin çıkarlarını koruyacak ve rekabet ortamını daha dengeli hale getirecektir. AB Komisyonu’nun bu adımı, gelecekte benzer durumlarla karşılaşıldığında da benzer önlemlerin alınacağının sinyalini vermektedir.
Sonuç olarak, AB Komisyonu’nun Çin’in tıbbi cihaz tedarik pazarındaki haksız uygulamalarına karşı başlattığı soruşturma, uluslararası ticarette adaletin sağlanması ve rekabetin dengeli bir şekilde yürütülmesi açısından önemli bir adımdır. AB’nin bu konudaki kararlı tutumu, gelecekte diğer ülkelerle yaşanabilecek benzer sorunlara karşı da bir kılavuz niteliği taşımaktadır.
