ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Doğu Akdeniz’deki gerilimi artırmak amacıyla USS Theodore Roosevelt uçak gemisinin yanına USS Abraham Lincoln uçak gemisinin de gönderilmesi kararını açıkladı. Orta Doğu’da yaşanan tansiyonun yüksek olmasında İsrail’in Gazze’deki saldırıları, İran’da gerçekleştirdiği suikast sonucu Hamas lideri İsmail Heniyye’yi öldürmesi ve Lübnan’daki Hizbullah güçlerine karşı çatışması etkili olmuştur. Bu durum, bölgenin üçüncü dünya savaşına sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıya olabileceği endişesini artırmıştır. Bu nedenle uluslararası toplum, savaşı önlemek için bölgeye askeri güçler konuşlandırmaya başlamıştır.
ABD, bölgedeki askeri varlığını artırmaya karar vermiştir. Savunma Bakanı Austin, USS Theodore Roosevelt uçak gemisinin üzerine USS Abraham Lincoln uçak gemisini de gönderme kararını almıştır. Pentagon tarafından yapılan açıklamada, USS Abraham Lincoln’ün F-35C tipi savaş uçaklarıyla donatıldığı vurgulanmıştır. Bakan Austin, ABD’nin İsrail’i savunma taahhüdünü yenilemiş ve bölgedeki gerilimler nedeniyle Orta Doğu’daki askeri kapasiteleri güçlendirdiğini ifade etmiştir. Bu çerçevede, F-35C savaş uçaklarıyla donatılmış USS Abraham Lincoln’ün bölgedeki kabiliyetleri artırmak amacıyla gönderildiği belirtilmiştir. Ayrıca Pentagon, USS Georgia güdümlü füze denizaltısının bölgede görev yapması için harekete geçirileceğini duyurmuştur.
Doğu Akdeniz’deki bu askeri hareketlilik, 7 Ekim tarihinde başlayan tırmanışın ardından gerçekleşmektedir. Pentagon, ilk olarak USS Dwight Eisenhower uçak gemisini bölgeye göndermiş ve zamanla bu gemi yerini USS Theodore Roosevelt’e bırakmıştır. Böylelikle bölgede tek bir uçak gemisi görev yapmıştır ancak Savunma Bakanı Austin’in aldığı kararla birlikte CENTCOM bölgesinde iki uçak gemisinin görev yapması planlanmaktadır.
Tüm bu gelişmeler, Doğu Akdeniz’de artan gerilim ve tehlikeler karşısında uluslararası toplumun aldığı tedbirlerin bir yansımasıdır. Bölgede yaşanan çatışmaların daha fazla büyümeden kontrol altına alınması ve barışın sağlanması adına yapılan bu askeri hareketler, bölgenin istikrarı ve güvenliği açısından son derece önemlidir. ABD’nin bölgedeki askeri gücünü artırma kararı, bölgedeki krizin çözümüne yönelik uluslararası çabanın bir parçası olarak görülmelidir. Bu nedenle, ABD’nin bu adımı, bölgede yaşanan tansiyonun düşürülmesi ve çatışmaların sona erdirilmesi yönünde atılmış olumlu bir adım olarak değerlendirilmelidir.