ABD’nin İsrail’e silah sevkiyatına ilişkin gizli bilgiler sızdırıldı ve ismi açıklanmayan ABD Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerine dayandırılan bir haberde, Joe Biden yönetiminin Gazze’deki saldırılarını devam ettiren İsrail’e yeni silahlar gönderdiği ortaya çıktı. Bu sevkiyatların daha önceki Kongre bildirimlerine dayandığı için Kongre’ye ve kamuoyuna bildirilmeden gerçekleştirildiği belirtildi. 2008 yılında yapılan bir bildirime dayanarak 25 adet F-35 ve uçak motorunun satışına onay verilen sevkiyatın, toplamda 2,5 milyar dolarlık bir değere sahip olduğu açıklandı. Binlerce MK84 ve MK82 güdümsüz bombanın da İsrail’e gönderilmesine onay verilirken, bu bombaların sivil kayıplara ve hedef gözetmeksizin kullanılmalarına neden olduğu vurgulandı.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın Washington ziyaretinin hemen ardından gerçekleştirilen bu silah sevkiyatı, ABD’nin İsrail’e olan desteğini bir kez daha gözler önüne serdi. Beyaz Saray yetkilileri, İsrail’in kendini savunma hakkını desteklediklerini ve silah yardımlarını koşula bağlamadıklarını dile getirdi. Ancak, ABD Kongresi’nde bazı Demokrat isimler, yönetimin Kongre’ye bilgi vermeden silah sevkiyatı yapmasını eleştirdi. Bu durum, ABD’nin İsrail politikaları üzerinde tartışmalara neden oldu.
Öte yandan, Şubat ayında Joe Biden’ın yayımladığı bir memoranduma göre, ABD’ye silah satın alan ülkelerin uluslararası hukuka uygun hareket etmeleri talep edilmişti. Bu kapsamda, ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in uluslararası hukuka uygun bir şekilde savaş yürüttüğünü savunarak videolara yansıyan savaş hukuku ihlallerini reddetti. Ancak, bu açıklamaların yeterli ve ikna edici olmadığı, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının insan hakları ihlallerine neden olduğu yönündeki eleştirileri gündeme taşıdı.
Sonuç olarak, ABD’nin Gazze’de devam eden katliamları desteklemek amacıyla İsrail’e yaptığı silah sevkiyatı, uluslararası toplumda geniş çapta eleştirilere sebep oldu. Özellikle sivil kayıplara ve hedef gözetmeksizin yapılan saldırılara sebep olan MK84 ve MK82 bombalarının sevkiyatı, ABD’nin insan hakları ve uluslararası hukuk ilkelerine olan bağlılığı konusunda soru işaretleri oluşturdu. Bu gizli sevkiyatın ortaya çıkması, ABD’nin Ortadoğu politikalarının daha fazla sorgulanmasına yol açabilir.