ABD Dışişleri Bakanlığı, 2023 yılı itibarıyla Suriye’nin kuzey bölgesinde PKK’nın oluşturduğu terör tehdidine karşı Türkiye’nin “meşru endişelerinin” anlaşıldığını ifade etti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, 13 Ekim 2023 tarihinde düzenlenen günlük basın toplantısında, Suriye’de yaşanan gelişmeler hakkında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Miller, Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD terör örgütünün oluşturduğu tehditlerle ilgili olarak, “Bu noktada Suriye’nin kuzeyindeki çatışmaların artmasıyla birlikte, Türkiye’nin PKK’nın oluşturduğu terör tehdidi konusunda meşru endişelerini anlıyoruz” şeklinde konuştu. Bu açıklama, Türk hükümetinin güvenlik kaygılarını dikkate aldığını gösteriyor.
Türkiye’nin Suriye içindeki yabancı savaşçıların varlığı konusundaki “çok meşru endişeleri” hakkında da anlaşma sağladıklarını belirten Miller, ABD’nin Türk hükümetiyle bu konular üzerinde görüşmeler yaptığını ve gelecekte “bir yol bulma” çabası içerisinde olduklarını vurguladı. Bu yaklaşım, iki ülke arasındaki ilişkilerin önemini gözler önüne seriyor.
Miller, Suriye’de tüm etnik grupları kapsayan bir ulusal hükümetin kurulmasının arzu edildiğini söyleyerek, “Sonuçta farklı bayraklar altında silah taşıyan hiç bir ‘alt ulusal milis grubun’ olmaması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Bu ifadeleri, Suriye’nin istikrarı ve toprak bütünlüğü açısından kritik buluşlar arasında değerlendirilebilir.
Ayrıca, Suriye’den yabancı savaşçıların sınır dışı edilmesinin tartışılmasının “kesinlikle uygun” olduğunu belirtti. Bu durum, hem bölgedeki terörizmin önlenmesi hem de Türkiye’nin güvenliği açısından önemli görülüyor. Savaşçıların sınır dışı edilmesinin, Suriye’deki çatışma ortamının azalmasına katkı sağlayacağı düşünülüyor.
Suriye’de yeni kurulacak siyasi sistemin ne olacağına dair sorulara cevap veren Miller, “Bu ABD’nin değil Suriye halkının vereceği bir karar” ifadesini kullandı. Yani, Suriye halkının özerk bir yönetim için kendi iç dinamikleri ve özlemleri çerçevesinde karar vermesi bekleniyor.
Miller, Suriye halkının hükümetini ve anayasalarını oluştururken, sivil toplumda gerçekleşen anlaşmaların ve normların göz önünde bulundurulması gerektiğini kaydetti. Bu, Suriye halkının kendi kimliğini ve değerlerini koruması açısından önem taşımaktadır.
ABD’nin, Suriye’deki siyasi sürecin bir parçası olarak ana prensipleri hatırlatma noktasında etkili olduğunu belirten Miller, ayrıca “şeffaf ve kapsayıcı bir anayasanın” benimsenmesinin kritik öneme sahip olduğunu ifade etti. Böylece, Suriye’nin gelecekteki yönetimi ve siyasi yapısı daha demokratik ve katılımcı bir biçimde inşa edilecektir.
