ABD Yüksek Mahkemesi, Başkan Donald Trump’ın da karşı çıktığı “çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık” (DEI) programlarına dair bir karar alarak, bu programlar kapsamında verilen öğretmen eğitim hibelerinin geçici olarak durdurulmasına hükmetti. Bu gelişme, eğitim alanında DEI programlarının nasıl ilerleyeceği konusunda önemli bir etki yarattı.
NBC News’un haberine göre, alınan mahkeme kararı uyarınca, öğretmenlerin eğitimi için ayrılan toplam 65 milyon dolar değerindeki fonun askıya alındığı bildirildi. Karar, bazı kişilerin bu eğitim hibesi ile yola çıkmayı planladığına da vurgu yaparken, bu kişilerin “çözülemeyecek bir zarar görmeyeceği” konusunda bazı güvence ifadeleri de yer aldı. Ancak bu konu, birçok tartışmayı da beraberinde getirdi.
DEMOKRAT YARGIÇLAR KARARA KARŞI
Mahkeme kararına muhalefet eden demokrat yargıçlardan biri olan Elena Kagan, hibeyi alması beklenen kişilerin bu kesinti nedeniyle programlarını iptal etmek zorunda kalacağını belirtti. Kagan, “Hükümet, belgelerinin hiçbir yerinde, burada söz konusu olan eğitim yardımlarının iptal edilmesinin yasallığını savunmuyor” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu durum, hukukun üstünlüğü ve hükümetin aldığı kararların arkasındaki gerekçeler açısından önemli bir tartışma ortamı yarattı.
22 ŞUBAT’TAKİ ADIM YETERLİ GELMEDİ
Trump’ın 20 Ocak 2023 tarihinde göreve gelmesinin ardından, eğitim alanında radikal değişiklikler için harekete geçti. Özellikle “Hükümetin radikal ve savurgan DEI programlarına ve ayrıcalıklarına son verilmesi” konulu bir kararname imzalayarak, bu programların yürürlükten kaldırılması noktasında ilk adımı attı. Ancak bu karar, alınan son mahkeme kararı ile daha da sorgulanır hale geldi.
Öte yandan, Maryland Bölge Mahkemesi Yargıcı Adam Abelson, 22 Şubat 2023 tarihinde Trump’ın DEI programlarına karşı imzaladığı kararnamesine karşı bir ihtiyati tedbir kararı vermişti. Bu tedbir, alınan kararların geçerliliğini sorgularken, mahkemeler arasındaki bu tür uyuşmazlıkların da ne denli önemli olduğunu ortaya koydu. Eğitim, çeşitlilik ve kapsayıcılık konuları üzerine yapılan bu yasalar ve uygulamalar, toplumda geniş bir yankı uyandırmakta ve tartışma konusu olmaya devam etmektedir.
Sonuç olarak, ABD Yüksek Mahkemesi’nin aldığı bu önemli karar, eğitim alanındaki DEI programlarının geleceğini ciddi anlamda etkileyebilir. Hükümetin, eğitim yardımları ile ilgili politikaları ve bu politikaların yargı ile olan ilişkisi, önümüzdeki günlerde daha fazla analiz edilmeye ihtiyaç duyacak gibi görünüyor. İçinde bulunduğumuz trendyler ve değişen sosyopolitik dinamikler, eğitim sistemindeki bu tür uygulamalar üzerindeki etkiyi gözler önüne seriyor. Bu noktada, eğitimde çeşitlilik ve kapsayıcılık konularındaki ilerlemenin sürdürülüp sürdürülemeyeceği, yalnızca mahkeme kararlarına değil, aynı zamanda toplumun bu konulardaki anlayışına da bağlı olacaktır.