ABD’li yetkililer, Çin casusluğu tehdidinden büyük endişe duyduklarını belirtirken, Silikon Vadisi şirketleri de personel ve potansiyel işe alımlara yönelik güvenlik incelemelerini artırıyor. Casus yapılardan ABD’li teknoloji geliştiricilerini hedef alan tehditlerin arttığı düşünülmekte ve istihbarat teşkilatlarının çalışanları kullanarak ülkelerin fikri mülkiyete ve şirket verilerine erişmeye çalıştığı ifade edilmektedir. Bu tehditler doğrultusunda, teknoloji devleri ve yüksek profilli start-up’lar gibi şirketlerin çalışanları için güvenlik taramalarını güçlendirdiği belirtilmektedir.
ABD’li yetkililerin son iki yıldır Çin casusluğu tehdidi konusunda şirketlere uyarılarda bulunduğu ve güvenlik çabalarının bu uyarılara paralel olarak arttığı ifade edilmektedir. Mart ayında, Google’da çalışan eski bir yazılım mühendisinin Çin merkezli iki şirketle gizlice çalıştığı ve yapay zeka ticari sırlarını çaldığı iddiasıyla suçlandığı bilgisi paylaşılmaktadır. Ayrıca, ABD savunma sanayisinde faaliyet gösteren Palantir’in CEO’sunun Çin’in ABD teknoloji şirketlerini gözetlemesinin büyük bir sorun olduğunu vurgulayan açıklamasına da yer verilmektedir. Eski ulusal güvenlik danışmanı HR McMaster ise, Çin istihbarat kurumlarından gelen tehdidin “kesinlikle gerçek ve ısrarcı” olduğunu ifade etmektedir.
Son dönemde Washington ve Pekin arasında teknolojik gelişme konusunda stratejik bir rekabetin yaşandığı belirtilmektedir. FBI direktörü Christopher Wray’in Silikon Vadisi’nde düzenlenen etkinlikte, teknoloji şirketlerini Çin’den gelen benzeri görülmemiş tehditle yüzleşmeye çağırdığı aktarılmaktadır. Diğer yandan, Asya kökenli vasıflı işçilerin yaygınlığı düşünüldüğünde, ABD teknoloji şirketlerinde yabancı düşmanlığının artabileceği endişesi dile getirilmektedir.
Özetle, ABD ve Çin arasında yaşanan teknolojik rekabet doğrultusunda, Çin casusluğu tehdidinin giderek arttığı ve bu durumun ABD’li teknoloji şirketleri için ciddi bir sorun teşkil ettiği ifade edilmektedir. Güvenlik taramalarının güçlendirilmesi ve şirketlerin daha dikkatli davranması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca, Çin’in ABD teknoloji şirketlerini gözetlemesinin stratejik önem taşıdığı ve ulusal güvenliği tehdit ettiği belirtilmektedir.