Büyükada’nın tarihi vapur iskelesinde, Adalar Müzesi tarafından düzenlenen yeni bir sergi ziyarete açıldı. Bu sergi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İBB Miras ve İBB Kültür iş birliği ile hayata geçirildi. Yaman Alkan Koleksiyonu’ndan derlenen fotoğraflar aracılığıyla, 20. yüzyılın ortalarına odaklanıyor. Bu dönem, İstanbul’la birlikte Adalar’da da önemli değişimlerin başladığı yıllar olarak kaydediliyor. Sergi, özellikle sosyal ve kültürel dönüşümlerin gözlemlenebileceği bir zaman dilimine ışık tutmayı hedefliyor.
İSTANBUL (İGFA) – Adalar, 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren İstanbul’un sayfiye alanı ve turizm merkezi haline gelmeye başladı. Bugün bile, büyük çoğunluğunun hala ayakta kalmasıyla, Adalar’ın yüzü geçmişten gelen bir miras sunuyor. Bu, hem sayfiye konutlarını hem de otelleri kapsayan bir yapı oluşturmuş durumda. Ancak, zamanla bu mimari yapının işlevleri değişmeye başlamış olsa da, 20. yüzyılın son çeyreğine kadar bu değişimlerin etkileri sınırlı kalmıştı.
1970’li yıllara gelindiğinde, Türkiye’nin diğer tatil beldeleri olan Bodrum, Marmaris ve Antalya henüz keşfedilmemişti; dolayısıyla, varlıklı sınıf için Adalar hâlâ gözde bir kaçış noktasıydı. İstanbul ile Adalar arasında mevsimsel “göç”ler yaşanıyordu. Ancak bu dönemde Marmara Denizi’nin kirliliği ve Adalar’daki sayfiye konutlarının apartmanlaşması, Adalar’ın doğal görünümünü tehdit etmeye başladı. İstanbul’un diğer sayfiye semtleri kadar olmasa da, Adalar’ın canlı yüzü zamanla solmaya başladı.
1964 ve 1974 yıllarındaki zorunlu göçler, Adalar’ın renkli yaşamını ve ruhunu derinden etkiledi. 1950’li yıllarda, Adalar’ın görsel kimliğini kaydettirmek, o zamanki hayatı ve kültürel dokuyu korumanın yanı sıra, günümüzde neleri kaybedip neleri koruduğumuzu anlamamız açısından kritik bir ehemmiyet arzediyordu. Bu bağlamda, Burgazalı koleksiyoner Yaman Alkan son beş yıl içinde, Burgazada’nın görsel arşivini oluşturmak için yoğun bir çalışma sürdürdü.
Sergide yer alan fotoğraflar ve diğer görsel materyaller, Yaman Alkan’ın titizlikle derlediği arşivden bir seçkiyi oluşturuyor. Toplamda 37 pano ile tasarlanan sergi, 2025 yılı boyunca ziyaretçilerin ilgisine sunulacak. Bu sergi, hem geçmişi koruma çabalarına hem de Adalar’ın tarihi ve kültürel dönüşümüne dair önemli bir referans noktası oluşturuyor. Böylece, ziyaretçilerin yalnızca fotoğraflara değil, aynı zamanda Adalar’ın geçmişine ve belleklerine de yolculuk yapmaları hedefleniyor.