Adalet Peşinde Aileleri Platformu tarafından düzenlenen konferansta, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası YK Başkanı Hüseyin Alan, “6 Şubat depremleri öncesi yapılmayanlar ve gelecek depremlere hazırlık” konulu sunum yaptı. Ayrıca, Avukat Deniz Özbilgin, “Deprem davaları: süreç ve öneriler” hakkında, Avukat Deniz Bayram, “Türkiye’de deprem ölümlerinde yetkililerin yargılanması” hakkında, İHD Merkezi Afet ve Ekoloji Komisyonu üyesi Tuğba Kahraman, “Deprem sonrası insan hakları ve ihlaller” konularında konuşmalar gerçekleştirdi. Akademisyen Tuğçe Tezer ise “Antakya’da 6 Şubat depremi” üzerine sunum yaptı.
Avukat Deniz Bayram, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun’un, deprem kaynaklı ölümlerde adalete erişimi engellediğini belirtti. Bayram, depremin etkilediği 11 il ve 47 ilçede kaç kamu görevlisi hakkında soruşturma başlatıldığına dair bilgi almak için başvuruda bulunduklarını ve bu bilgilerin gizli olduğu gerekçesiyle birçok yerden yanıt alamadıklarını ifade etti.
Bayram, deprem sonrası binlerce binanın yıkıldığına dikkat çekerek, yapılan soruşturmaların yetersiz kaldığını belirtti. Gaziantep, Şanlıurfa, Adana Valilikleri ile İslahiye ve Dörtyol Kaymakamlıklarının verdiği soruşturma izinleri hakkında bilgi paylaşımında bulundu. Ancak, diğer yerlerin bilgileri paylaşmamak için gizlilik gerekçesi sunduğunu dile getirdi. Soruşturmaların hızlandırılması ve etkin bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, İçişleri Bakanlığı’na yapılan başvuruların gereksiz yere gizlilik gerekçesiyle yanıtlandığını ve rakamsal verilerin paylaşılmasını talep ettiklerini belirtti. Adalet Bakanlığı’na bağlı Kurul’a yapılan itirazın kabul edilmesine rağmen İçişleri Bakanlığı’nın, rakamsal verileri açıklamak istememesi üzerine Adalet Bakanlığı’na dava açtığını ifade etti.
Bu konferans, depremler sonrası hukuki mücadelelerin ve adalet arayışının önemine vurgu yapmış, depremlerden ders çıkarılması gerektiğini ve gelecekteki depremlere daha iyi hazırlanılması gerektiğini dile getirmiştir. Kamu görevlilerinin deprem sonrası yıkımlarda sorumluluğu olduğu ve bu sorumluluğun adalete yansıtılması gerektiği üzerinde durulmuştur.