Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 27 Ekim 2024 tarihinde Harun Can (43) isimli şahsın, Fevzi Çakmak Mahallesi’nde yaşayan ağabeyi Kenan Can’ın (53) vefat ettiği ihbarında bulunduğu ifade edilmiştir. Bu ihbardan sonra, polis ekipleri derhal adrese yönlendirilmiştir.
Polisler olay yerine vardıklarında, Kenan Can’ın kafasında darbe izleri olduğu ve yatakta uzanmış vaziyette ölü bir şekilde bulunduğu gözlemlenmiştir. Olay yerinde ayrıca kafatası, doku parçaları ve duvarlara yayılmış kan izleri bulunmuş, bu durum maktulün kafa bölgesinin fiziki bütünlüğünü kaybettiğinin bir delili olarak değerlendirilmektedir.
İddianamede yer alan bilgilere göre, Harun Can’ın olayla ilgili verdiği ifadelere dayanılarak, Kenan Can’ın ölümünün evde geçirdiği rahatsızlık veya dışarıda uğradığı bir fiziksel müdahale sonucunda, eve geldikten sonra gerçekleşmiş olabileceği öne sürülmektedir. Olayın cinayet niteliği taşıdığı değerlendirilerek, bu doğrultuda araştırmalar yapılmıştır.
Kolluk kuvvetlerinin gerçekleştirdiği kamera incelemeleri sonucunda, Kenan Can’ın bulunduğu apartmana giren başka bir şahsın tespit edilemediği bildirilmiştir. Bu tespitler, olayı ihbar eden Harun Can üzerinde yoğunlaşan şüpheleri artırmıştır. İddianamede, bu nedenlerden ötürü Harun Can’la ilgili olumsuz izlenimlerin pekiştiği ifadelerine yer verilmiştir.
Bunun yanında, Harun Can savunmasında, ağabeyi Kenan Can’ın eski imam nikahlı eşi tarafından öldürülmüş olabileceğini öne sürerek kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmemiştir. Ayrıca, tanık olarak dinlenen B.M. isimli kişi, Harun Can’ın kendisine mirastan kalan parayı vermediği için ağabeyini öldüreceğini söyleyip yardım istediğini, fakat kendi rızasıyla bu teklifi kabul etmediğini ifade etmiştir.
İddianamede tutuklu sanık Harun Can’ın, Kenan Can’ı soruşturma aşamasında ele geçirilmesi mümkün olmayan sert bir cisimle kafa bölgesine vurup ezerek hayatına son verdiği, bu nedenle “üst soy veya alt soydan birini canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildiği belirtilmiştir. Hazırlanan iddianame, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilerek kabul edilmiştir.
Olayın gelişim süreci ve soruşturma aşamasında yaşananlar, cinayetlerin aydınlatılması adına kritik bir öneme sahiptir. Daha önce yaşanan maddi bir miras anlaşmazlığı ve aile içindeki dinamikler, olayı daha da karmaşık hale getirmiştir. Harun Can’ın, yaptığı ihbarda olayın gelişimine dair çelişkili ifadeler vermesi, polis soruşturması sırasında dikkat çekmiştir. Bu durum, mahkemede yaşanacak sürecin de seyrini etkileyeceği öngörülmektedir.
Kenan Can’ın ölümü yalnızca aile ilişkileri açısından değil, aynı zamanda toplumsal ve hukuksal açıdan da sorgulanması gereken bir durumu işaret etmektedir. Aile içindeki anlaşmazlıkların, sırların ve dışarıdan görülemeyen gerilimlerin, bu tür trajik sonuçlar doğurabileceği her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. Kenan Can’ın vefatı, onun çevresindeki bireylerin hayatlarına da etki etmiş ve derin izler bırakmıştır.
Bu durum ayrıca toplumda infial uyandıran bir olay niteliği taşımakta; medyada geniş yankı bulmakta ve toplumda adalet arayışına yönelik duygusal tepkilere neden olmaktadır. Olayın cinayet boyutuna ulaşması, toplumdaki güvenlik algısını da sarsmakta, aile içindeki ilişkilerin niteliğini sorgulatmaktadır. Günümüzde yaşanan birçok benzer olay, toplumsal sorunlarla birleştiğinde, bireylerin ve ailelerin psikolojik sağ