Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, görev yaptığı süre boyunca üçüncü kez görevinden uzaklaştırılmış ve bu süreçte yerine kayyum atanmıştır. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı ofisinin önünde yaptığı basın açıklamasında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türk, Orta Doğu’daki gelişmelere dikkat çekerek, Türkiye’nin siyasi durumunu ve Kürt halkının taleplerini ele aldı.
“ÇÖZÜM İÇİN DÜŞÜNCELERİMİZİ ORTAYA KOYDUK”
Ahmet Türk, kendilerine uzatılan her eli tutmayı başardıklarını belirterek, “Bugüne dek uzatılan her ili, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumlarda dayanışma göstermek için değerlendirdik. Orta Doğu’da yarın meydana gelecek olan gelişmeler ve özellikle İran’daki olayların, Türkiye’nin geleceği açısından yaratacağı belirsizlikler göz önündeyken, çözüm için yapmamız gerekenleri her zaman dile getirdik” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, Türk’ün siyasi tutum ve yaklaşımını net bir şekilde ortaya koyuyor.
“BÖYLE İKNA DA OLMAZ BİR SÜREÇ DE…”
Daha önce yaptığı açıklamalara atıfta bulunarak, “Bir sofra kurmuşsunuz ama sofranın üstünde hiçbir şey yok. Bu, gerçek bir ikna süreci değil” diyerek eleştirel bir üslup geliştirdi. Türk, “Kürt halkının ihtiyaçları ve talepleri karşısında sadece söylem geliştirerek bir çözüm süreci başlatamazsınız. Bu halk, uzun yıllardır poltik duruşu ve mücadelesi ile tanınmaktadır. Onları ikna edebilmek için somut projeler sunmanız gerekiyor. Ancak kandırmaya yönelik bir yaklaşım sergilediğinizde kimseyi inandıramazsınız” şeklinde konuştu. Bu ifadeleri, toplumda yerleşik olan bilgilere ve tecrübeler doğrultusunda oluşmuş bir duyarlılık gösteriyor.
Ahmet Türk’ün bu açıklamaları, Mardin ve çevresindeki siyasetin dinamiklerini ve Kürt halkının tarihsel ve güncel taleplerini yansıtan önemli bir örnek teşkil etmektedir. Türk’ün durumu, halkın yıllardır süregelen siyaseti ve bu süreçte talepleri görmezden gelen yaklaşımlar karşısında duyduğu öfkeyi ve hayal kırıklığını gözler önüne seriyor. Bütün bu açıklamalar, Türkiye’deki siyasi yapının, toplumun tüm katmanlarını temsil eden bir anlayışla değişmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyor.