6 Şubat 2025 tarihinde saat 20.30 sıralarında, Beylikdüzü’nde bulunan özel bir hastanede yaşanan trajik olayda, Yaşar ve Satı Keleş çiftinin 22 yaşındaki oğulları Şükrü Keleş, soğuk algınlığı nedeniyle hastaneye başvurdu. Şükrü Keleş’e burada damar yolu açılarak öncelikle ağrı kesici serum takıldı. Ardından başka bir serum daha verildi. Ancak, bu serum takıldığı andan itibaren Şükrü Keleş fenalaşıp kusmaya başladı. Aile, hemşireyi müdahale için çağırdı fakat kendilerine, doktorun gelmesini beklemeleri gerektiği belirtildi. Bu durumun sonuçları ağır oldu ve hastanın durumu daha da kötüleşti.
HASTANEYE SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Ailenin iddiasına göre, doktor geldiğinde Şükrü Keleş baygın bir halde bulundu ve sedyeyle kırmızı alana taşındı. Müdahale yapıldıktan sonra yoğun bakıma alındı ve entübe edildi. Doktorlar, hastanın bir nöbet geçirdiğini ve sebebini bilmediklerini ifade ederek hastayı uyuttuklarını belirtmişlerdir. Beyin tomografisi çekilmiş ve hastanın beyninde bir hasar olmadığı söylenmiştir. Bu duruma rağmen Keleş ailesi, çocuklarının başka bir hastaneye sevk edilmesini istemiştir. Ancak hastane yönetimi bu sevki geciktirmiştir. Saatler sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edilen Şükrü Keleş, 8 gün sonra beyin ölümü gerçekleşti. Burada yapılan tüm müdahalelere rağmen 15 Şubat 2025 tarihinde hayata veda etti. Kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Keleş’in cenazesi Adli Tıp Kurumu’na gönderildi; ardından 16 Şubat 2025 tarihinde Tekirdağ Marmara Ereğlisi’nde defnedildi. Olayla ilgili polis inceleme başlatırken, ailenin avukatı suç duyurusunda bulundu ve hastane hakkında soruşturma açıldı.
“SERUMU TAKINCA OĞLUM KUSMAYA BAŞLADI”
Anne Satı Keleş, yaşananları şu şekilde anlattı: “Oğlumun soğuk algınlığı vardı, bu nedenle hastaneye gittik. Özel bir hastanede muayene oldu ve serum yazdılar. Serum takıldıktan sonra, oğlum ‘Midem bulanıyor, kusacağım’ dedi. Hemşireyi çağırdım ama hemşire, ‘Doktor gelene kadar serumu çıkarmayacağız’ dedi. Oğlum o esnada kusmaya başladı. Doktor geldiğinde, oğlum kollarımda bayılmıştın. Sonra sedyeye koyduk ve acil müdahale için kırmızı odaya gittiler, fakat 1 saat çıkmadılar. 1 saat sonra, ‘Hayatı riski var, entübe ettik’ dediler. Olayın ciddiyetini anladık fakat iş işten geçmişti.”
“YOĞUN BAKIM UZMANIMIZ İZİNDE’, DEDİLER”
Oğlunun yoğun bakıma alındıktan sonra saat 02.00 sıralarında doktorların kendilerine bilgi verdiğini ifade eden anne Satı Keleş, “Doktorlar, ‘İdrarını yaptı, belki düzelebilir’ dediler. Ancak sabah saat 08.00’de, başhekim beni odaya çağırarak durumu anlattı. Oğlum uyandığında nöbet geçirdiğini, sebeplerinin bilinmediğini söylediler. ‘Sevke gerek yok’ denildi fakat yoğun bakım uzmanının izinde olduğunu ifade ettiler. Ayrıca nöroloji uzmanı da izindeydi ve tomografi sonuçları hakkında doğru bilgi verilmedi,” diyerek hastane içinde yaşanan organizasyon eksikliğine dikkat çekti.