Akciğer kanseri, dünya genelinde hala en yaygın ikinci kanser türü olarak kabul edilmektedir ve aynı zamanda en ölümcül kanser türü olarak dikkat çekmektedir. Bu hastalığın en bilinen risk faktörlerinden biri ise tütün kullanımıdır. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, 1-7 Nisan tarihleri arasında kutlanan Kanser Haftası’nda akciğer kanseri hakkında önemli bilgiler ve hatırlatmalarda bulundu.
İSTANBUL (İGFA) – Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, bir yıl boyunca günde ortalama bir paket yani 20 sigara içmenin, tıpta “paket yıl” terimiyle ifade edildiğini belirtti. Son 15 yıl içinde tütün kullanımını bırakmış olan kişiler için de önem taşıyan bir husus olduğunu ifade eden Çalışkan, 50-80 yaş aralığındaki ve 20 paket yıl tütün kullanımı olan bireylerin, her yıl düşük doz akciğer tomografisi ile tarama yaptırmaları gerektiğini vurguladı.
Yıllık taramaların ne zaman sonlandırılabileceği konusunda bilgi veren Doç. Dr. Çalışkan, eğer birey 15 yıl boyunca sigara içmediyse, yaşam beklentisini sınırlayan veya akciğer ameliyatı yapılmasını engelleyen bir sağlık sorunu mevcutsa ya da birey 81 yaşına geldiyse bu taramaların durdurulabileceğini ifade etti. Ayrıca, kan testinin akciğer kanseri taraması veya tanısı için yeterli olmadığını da dile getirdi.
Kan tahlili ile tümör belirteçlerinin değerlendirilebileceğini belirtmekle birlikte, normal değerlerin kanseri dışlama yeterliliğine sahip olmadığını, öte yandan yüksek değerlerin de kanser varlığını kanıtlamadığını açıkladı. “Bu nedenle tümör belirteçlerinin akciğer kanseri taramasında rutin olarak kullanılmaları genellikle tavsiye edilmez.” diyen Çalışkan, güncel uluslararası kılavuzların akciğer kanseri taraması için yılda bir kez düşük doz akciğer tomografisi önerdiğini bildirdi.
Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, akciğer kanseri tanısında kullanılan çeşitli biyopsi yöntemlerine de dikkat çekti. Hastalar için en az komplikasyon riski taşıyan, yüksek tanı oranına sahip ve mümkünse tek işlemle hem tanı hem de evreleme yapılabilen biyopsi yöntemlerinin seçiminde dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Hangi biyopsi yönteminin seçileceği konusunda göğüs hastalıkları uzmanlarının yetki ve sorumluluklarının bulunduğunu belirten uzman, “Hastaya PET-BT ve/veya beyin MR’ı çekildikten sonra biyopsi kararı verilmelidir. Akciğer kanseri hızlı seyirli ve genellikle kötü ilerleyen bir tür olduğu için, tanı işlemlerinin gecikmeden tamamlanması hedeflenmelidir.” dedi.
Özetle, akciğer kanseri taraması ve tanısı konusunda önemli bilgiler sunan Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, her bireyin kendi sağlık geçmişi ve risk faktörleri göz önünde bulundurularak düzenli tarama yaptırmasının önemini vurguladı. Özellikle tütün kullanımı süreci ve sonrasındaki yıllar, akciğer kanseri riski üzerinde büyük etki oluşturmaktadır. Erken teşhis ve düzenli tarama uygulamaları, bu ölümcül hastalığın önlenmesi adına hayati öneme sahiptir. Bu bilgiler ışığında, bireylerin sağlıklarına dair bilinçlenmeleri ve gerekli önlemleri almaları teşvik edilmiştir.
Akciğer kanserinin risk faktörleri arasında yer alan tütün kullanımı, bırakıldığında bile, geçmişteki kullanımın etkilerinin sürmesi sebebiyle izlenmesi gereken bir durum olarak ifade edilmektedir. Elde edilen veriler ve kılavuzlar doğrultusunda, sağlık profesyonellerinin önerileri dikkate alınarak düzenli sağlık kontrollerinin yapılması, özellikle 50 yaş üzerindeki bireyler için büyük bir önem taşımaktadır.