Adalet ve siyasetin iç içe geçtiği bir dönemde, Türkiye’nin siyasi arenasında önemli bir istifa olayı gerçekleşti. Süleymanpaşa ilçesinde, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) üyesi olan Avukat Orhan Göçen, ilçe yönetimindeki görevinden istifa etti. İstifasını, Hz. Ömer’in “Devletin dini adalettir” sözüyle duyurması dikkat çekti. Göçen, istifasının gerekçelerini de dile getirirken, “Milletimizi derinden sarsan ve demokrasimizi olumsuz etkilediğini düşündüğüm gelişmeler” ifadesiyle mevcut durumu eleştirdi.
Bu önemli istifa, söz konusu partinin ve genel olarak Türkiye’nin siyasi ortamındaki karışıklıkları bir kez daha gözler önüne serdi. Orhan Göçen, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, partisinden ayrıldığını ve bununla ilgili hissettiği içsel motivasyonu açıkladı. AKP Süleymanpaşa İlçe Yönetim Kurulu Üyesi olarak 19 Ekim 2025 tarihinden itibaren görevde olduğunu belirten Göçen, son beş aydır bu görevi üstlenmekteydi.
İstifa kararını açıklarken, bireysel olarak aldığı kararın yanı sıra toplumsal olaylara ve mevcut siyasi iklime dair eleştirilerini de dile getirdi. Kendi ifadeleriyle, “şu andan itibaren hiçbir siyasi parti veya siyasi oluşum ile herhangi bir bağımın kalmadığını” belirten Göçen, samimiyetle topluma seslenerek, “mantığımı vicdanımın çizdiği çerçevede, haksızlığın karşısında durarak” tavır alacağını vurguladı. Bu açıklama, hem siyasetteki duruşunu hem de adalet anlayışını gözler önüne seriyor.
Orhan Göçen’in istifası, yalnızca bir bireyin taleplerinin, düşüncelerinin ve vicdani sorumluluklarının bir sonucu değildir. Aynı zamanda, siyasi bir partinin iç dinamiklerinde yaşanan rahatsızlıkların ve huzursuzlukların bir göstergesidir. Gerek sosyal medyada, gerekse kamuoyunda yapılan değerlendirmelerde, Göçen’in istifa kararının birçok insan tarafından takdirle karşılandığına ve önemli bir açılım olarak değerlendirildiğine dikkat çekilmektedir.
Ülkemizde son yıllarda sık sık duyduğumuz adalet arayışı, farklı toplumsal kesimlerin ve bireylerin siyasi partilerle olan ilişkileri açısından belirleyici bir faktör haline gelmiştir. Adalet arayışı, siyasi yapının içinde de köklü değişimler talep edilmektedir. Orhan Göçen’in istifa gerekçeleri de bu çerçevede analiz edildiğinde, daha geniş bir toplumsal hareketin habercisi olabileceği yönündeki düşünceler öne çıkmaktadır.
Ayrıca, Avukat Göçen’in izlediği yol, siyasi duruşunu net bir şekilde ortaya koyarken, diğer parti üyelerine ve kamuoyuna da önemli bir mesaj iletmektedir. Siyasi etik ve ahlak açısından değerlendirilmesi gereken bu olay, Türkiye’de demokrasinin ve adaletin ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Söz konusu adalet anlayışın, toplumun her kesimi içinde yer bulması gereklidir ve bu tür bireysel hareketlerin toplumda yankı uyandırması beklenir.
Sonuç olarak, Orhan Göçen’in AKP Süleymanpaşa İlçe Yönetim Kurulu’ndan istifası, siyasi ve toplumsal arenada önemli bir gelişme olarak kaydedilmiştir. Kendisi duruşunu etik ve vicdani bir zeminde şekillendirirken, önemli bir mesaja da imza atmıştır. Adaletin, politika üzerindeki etkisi her zaman büyük olmuştur ve gelecekte bunun daha da belirgin hale gelmesi muhtemeldir. Sadece Orhan Göçen değil, benzer düşünen diğer bireylerin de benzer adımlar atması
