Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, 30 Aralık 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, Saadet Partisi’nden istifa ettiğini ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) katıldığını duyurdu. Kasap, Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in vefatının ardından, bu partinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) grubunun varlığını sürdürmesi adına böyle bir adım attığını ifade etti.
Kasap, açıklamasında diğer siyasi partilerin, Saadet Partisi Grubu’na destek vermediğini, CHP’nin ise muhalefeti ayakta tutmaya çalıştığını vurguladı. “Muhalefetin sesi kısılmasın diye katılmış olduğum Saadet Partisi Grubundan mevcut durum gereği ayrılmam zarureti ortaya çıkmıştır,” şeklinde bir ifade kullanan Kasap, CHP’ye geçmesinin temel nedenini de böyle açıkladı.
Ayrıca, dönemin CHP Genel Başkanı Özgür Özel başta olmak üzere, kendisine destek olan tüm CHP örgütlerine şükranlarını sunduğunu belirtmekten geri durmadı. Kasap, “Bu süreçte yanımda olan başta Sayın Genel Başkanım Özgür Özel olmak üzere tüm CHP örgütüne ve sürekli olarak şükranlarımı belirtiyorum,” dedi.
Kasap, Saadet, Gelecek ve DEVA partilerinin işbirliği kararının ardından, Saadet Partisi Grubu’nun yeniden güç kazanarak ayakta durabileceğini düşündüğünü ifade ederek, “Biz de misyonumuzu ve görevimizi yerine getirdik. Yuvaya, baba ocağına dönüyoruz,” dedi. Bu sözleriyle, CHP’ye dönmenin kendisi için bir geri dönüş olduğunu vurgulamış oldu.
Kendisi, Saadet Partisi’nden istifa dilekçesini TBMM Başkanlığına sunduğunu ve önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek CHP TBMM Grup Toplantısı’nda partisine geçişinin duyurulacağını belirtti. Genel Başkan Özgür Özel’in, bu dönemde kendisi için teşekkürü içeren bir konuşma yapacağını aktardı.
Kasap’ın Saadet Partisi’nden istifası, partinin TBMM’deki sandalye sayısını 20’ye düşürmesine yol açtı. Öte yandan, CHP’nin sandalye sayısı da bu durum sonrasında 130’a yükseldi. Bu değişim, hem Meclisteki siyasi dengeleri hem de muhalefetin yapısını önemli ölçüde etkileyecek bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.
Ali Fazıl Kasap’ın CHP’ye geçişi, siyasi arenada dikkat çekici bir manevra olarak yorumlanmakta ve Saadet Partisi ile CHP arasındaki rekabetin dinamiklerini bir kez daha gündeme taşımaktadır. Çeşitli siyasi figürlerin ve partilerin bu süreçteki tavırları, Türkiye’nin siyasi manzarasında önemli değişimlere yol açabilecek bir potansiyele sahip.
Sonuç olarak, Ali Fazıl Kasap’ın CHP’ye geçişi sadece kendi siyasi kariyeri açısından değil, aynı zamanda Türkiye’deki muhalefet dinamikleri açısından da önemli bir kırılma noktası olarak yorumlanmaktadır. Bu durum, ilerleyen günlerde siyasi tartışmaların ve toplumsal dinamiklerin nasıl şekilleneceğini belirleyebilir.