Son yıllarda Türkiye, yüksek enflasyonun etkisiyle ekonomik zorluklar yaşamaktadır. Bu durum, 28 Mayıs seçimleri sonrasında göreve başlayan yeni ekonomi yönetiminin sıra dışı bir politika izlemesine neden olmuştur. Enflasyonu kontrol altına almak amacıyla uygulanan sıkı para politikalarına ek olarak maliye yönetiminde de önemli değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Bu değişiklikler arasında en dikkat çekici olanı, altın ithalatına getirilen kota uygulamasıdır. Bu düzenleme ile birlikte çeyrek, gram, cumhuriyet gibi altın türlerinin işçilik ücretlerinde önemli artışlar görülmüş ve alım-satım işlemlerindeki makas aralıkları rekor düzeylere ulaşmıştır.
Bu gelişmelere mücevherat ve kuyumculuk sektöründen büyük tepki gelmiştir. Özellikle, Bakan Mehmet Şimşek’in Mayıs ayında yaptığı açıklamalar dikkat çekmiştir. Bakan Şimşek, uygulamanın devam edeceğini şu şekilde ifade etmiştir: “Altına yönelik biz bir kota uygulamasına gittik. Tabii ki çıkar çevreleri memnun değil… Valla kusura bakmasınlar, bir metali ülkede olmayan döviz kaynaklarıyla ithal edeceksiniz, sonra bir köşede atıl olarak duracak. Bunun neresi memleketin menfaatine? Bu noktada, kaynaklarımızı ülkemizin menfaatine ve yatırıma, üretime, dolayısıyla istihdama ve ağırlıklı olarak ihracata dönüştüreceğiz.”
Ekonomideki gelişmeler ışığında, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bu ay 250 baz puanlık faiz indirimine gitmiştir. Bu durum, ekonomideki normalleşme sürecine hız kazandırmış ve yeni yılda atılacak adımlardan biri olarak altın ithalatına yönelik kota uygulamasının kaldırılması gündeme gelmiştir. Bakan Şimşek, yapılan son toplantılarda bu konuda değişiklikler için hazırlık talimatı vermiştir.
Altın ithalatına yönelik kota uygulamasının kaldırılması, özellikle bu konuda yaşanan istismar vakalarındaki artış gerekçesiyle yapılmaktadır. Ekonomi yönetiminin bu adımı, ocak ayı itibarıyla altın ithalatına yönelik kısıtlamaları sonlandırması beklenmektedir. Bu durum, ekonomik normalleşmeye katkı sağlayacak bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Alınacak bu kararın, ülke genelinde milyonlarca vatandaş tarafından tercih edilen gram, çeyrek ve tam altın gibi türlerde işçilik masraflarını düşürmesi beklenmektedir. Ayrıca, alım-satım fiyatları arasındaki makas aralığının daralmasına da olumlu bir etki yapacağı düşünülmektedir. Bu gelişmeler, piyasada altın fiyatlarının yeniden şekillenmesine gebedir ve sektördeki aktörlerin de tepkilerini değiştirerek yeni duruma adapte olmalarını gerektirecektir.