Altın fiyatlarındaki rekor seviyeler, jeopolitik gerginlikler, merkez bankalarının faiz indirimleri ve yaklaşan ABD seçimleri gibi faktörler altın piyasasında büyük dalgalanmalara sebep olmuştur. Üstelik, Türkiye ile uluslararası piyasa arasındaki kilogram başına 3 bin 500 dolarlık fiyat farkı iç piyasada altın talebini olumsuz etkilemiştir. Özellikle takı altın tarafında hacim son yılların en düşük seviyesine gerilerken, ihracat tarafı da bu farktan darbe almıştır. Bu durum sektörde olumsuz anlamda hissedilmekte olup, imalat ve atölyelerin zarar görmeye başladığı yönünde endişeler dile getirilmektedir.
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, yüksek faiz ve enflasyon ortamının kuyumculuk sektörünü de olumsuz etkilediğini belirtmiştir. Her alandan iş insanlarının, mağazaların, toptancıların ve ihracatçıların zor durumda olduğundan bahseden Atayık, sektördeki durgunluğun önemli boyutlara ulaştığını vurgulamıştır. Buna ek olarak, düğün sezonunda bile yaşanan satış düşüklüğü moralleri bozmuştur.
Kuyumculuk sektöründen çıkış için sunulan iki öneri ise Enflasyon Muhasebesi’nin kaldırılması ve yerine Altın Esaslı bir Muhasebe sisteminin getirilmesi ile kota kısıtlamasından vazgeçilmesidir. Bununla birlikte, yurtdışına üretim üslerini taşıyan yerli ve yabancı üreticilerin sayısında artış gözlenmektedir. Bu durum sektörde ciddi bir sıkıntı yaşanmasına neden olmaktadır.
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, sektörün halen tedirgin olduğunu ve mağduriyet yaşadığını ifade etmiştir. Uluslararası piyasa ile fiyat farkının yerli ve yabancı talebi olumsuz etkilediğini belirten Yıldırımtürk, atölyelerde işçi çıkarmalarının başladığını aktarmıştır. Yıldırımtürk, fiyat farkının yaz aylarında düşmesine rağmen son dönemde yeniden yükselişe geçtiğini ve sektör üzerinde olumsuz etkiler yarattığını belirtmiştir.
İstanbul Ticaret Odası Kuyumculuk Meslek Komite Başkanı Ercan Özboyacı da sektördeki sıkıntılı süreci değerlendirerek, atölyelerde kapanma kararlarının alındığını ve işten çıkarmaların hız kazanabileceğini dile getirmiştir. Büyük fabrikaların merkezlerini yurtdışına taşıma eğiliminde olduğunu ve yerli firmaların da aynı yolu izlediğini aktaran Özboyacı, altının uluslararası piyasa ile fiyat farkının sektördeki durgunluğu artırdığını belirtmiştir.
Sonuç olarak, kuyumculuk sektöründe yaşanan sıkıntılar, uluslararası piyasa ile fiyat farkı, kota kısıtlamaları ve jeopolitik riskler gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır. Sektör temsilcileri, bu sürecin sektörde küçülmeye ve iş kayıplarına neden olabileceği endişesini taşımaktadır. İlerleyen dönemde alınacak tedbirler, sektörün toparlanması ve yeniden canlanması adına büyük önem taşımaktadır.
