Fahrettin Altun, sosyal medya hesabında paylaştığı bir mesajla 2024 yılının ardında bıraktığı önemli olaylar ve yaşanan acılara dikkat çekti. Mesajında Gazze’de meydana gelen insani dram ve dünya genelindeki savaşların yarattığı karanlık gölgelerle birlikte, Suriye halkının özgürlüğü için verdiği mücadelenin umutsuzluk içindeki özlemlerini de vurguladı. Altun, bu yılın insani dramların yanı sıra, umut dolu mücadelelerle de anılacağını ifade etti.
Altun’un açıklamalarında, Türkiye’nin bu süreçteki rolü büyük bir önem taşıyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye’nin dünya barışı ve huzuru adına yürüttüğü diplomatik çabaların altını çizen Altun, Gazze’de yaşanan soykırımı ve işgalci İsrail’in insanlık suçlarını uluslararası kamuoyuna taşımak için gösterilen çabaların takdire değer olduğunu belirtti. Türkiye’nin bu doğrultudaki faaliyetlerinin, uluslararası platformlarda geniş yankı bulduğunu ifade etti.
Türk astronotu uzaya göndermenin yanı sıra, ulaşım, sağlık, eğitim, teknoloji, savunma sanayi, kültür ve sanat alanında yapılan tarihi atılımlar hakkında bilgiler veren Altun, 2025 yılının da tarihi projelerin hayata geçirilmesinde önemli bir yıl olacağını öngördüğünü dile getirdi. Ayrıca, “Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmek için birlik ve beraberlik içinde devam edeceğiz” şeklinde yaptığı açıklama, Türk halkının gelecekle ilgili umutlarını pekiştirmek amacı taşıyor.
2024 yılı, birçok acının yanı sıra, Türk toplumunun ve dünya halklarının umudunu kaybetmediğini gösterir nitelikteydi. Bu açıdan çok önemli bir yıl olarak değerlendirilmekte. Altun, mesajında yeni miladi yılın Türkiye ve tüm insanlık için hayırlara, güzelliklere vesile olmasını temenni ederken, bu duygularla geleceğe umutla bakmanın önemine de vurgu yaptı. Türkiye’nin, dünyada yaşanan zorluklara karşı duruşunu ve güçlü bir şekilde insanlığın yanında yer alacağını belirtmesi, uluslararası alanda Türkiye’nin önemini artırmakta.
Sonuç olarak, Altun’un mesajı, uluslararası krizlerin yanı sıra Türkiye’nin bu krizlere karşı takındığı duruşu net bir şekilde ortaya koyuyor. Barış ve hukuk temelinde diplomatik ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğini savunarak, Türkiye’nin bu konudaki rolüne dikkat çekiyor. Özellikle Gazze’deki mevcut durum ve Suriye halkının özgürlük mücadelesi bağlamında Türkiye’nin üstleneceği sorumluluklar, Altun’un ifadeleriyle daha da önemli bir hale geliyor. Türkiye’nin, yerel ve uluslararası anlamda insani meseleler karşısında atacağı adımlar, Türk halkının ve dünya insanlarının geleceği açısından kritik bir öneme sahip.
