Son dönemde Türkiye’de yapılan açıklamalarda, milli ve yerli sermayeye yönelik olarak başlatılan sözde “boykot” girişimlerinin, halkın sağduyusu ve dirayeti sayesinde başarısızlığa uğratıldığı ifade edilmektedir. Bu konuya dair en kapsamlı açıklamalardan birini yapan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, boykotun Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığına bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekmiştir. Altun aynı zamanda boykotun, üretim, istihdam ve toplumsal huzura zarar vermeyi hedeflediğini belirtmiştir. Bu durum, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin uzun süredir yaşadığı siyasal üretimsizlik krizini gözler önüne sermektedir. CHP, bu krizi örtmek adına belediye kaynaklarını ve kamu imkanlarını yüksek bütçeli aktivizme harcayarak bir çıkar yol bulmaya çalışmaktadır.
Bu bağlamda, kamuoyunu etkilemeye yönelik provokatif çağrılarla “hayatı durdurma” gibi sorumsuz bir söylemin ortaya çıktığını kaydeden Altun, CHP yönetiminin bu çağrılara karşı sorumluluk almaktan kaçındığını savunmuştur. Altun, CHP’nin genç kitlelere destek verme gerekçesiyle yaptığı açıklamaların aslında politik alanda ilkesiz bir yaklaşımı sergilediği görüşündedir. Kendisi ayrıca son zamanlarda yaşanan bu kirli kampanyanın toplumun her kesimi tarafından gözlemlendiğine ve not edildiğine işaret etmiştir.
Altun, özellikle manipülasyonlara maruz kalmaları muhtemel olan gençlere ve ailelerine bir mesaj vermek istediğini belirterek, “Bu söylemler, gençlerimizi öne sürüp mali ve hukuki bedeller doğduğunda yüzüstü bırakacak bir anlayışın ürünüdür,” demiştir. Bu tür bir ikircikli tutumun gençleri yalnızca bir araç olarak kullanmakta olduğunu ve onların politik hesaplaşmaların piyonları haline getirildiğini vurgulamıştır. Anadolu toprakları, tarih boyunca halkın “hayatını durdurmak” isteyen birçok ihanet girişimine tanıklık etmiştir. Ancak Türk milleti, her seferinde olduğu gibi, bu girişimlere karşı durarak alaşık bir şekilde duruşunu sergilemiştir. Altun, kötülüğü yaymak isteyenlerin geçmişte başarısız oldukları gibi, günümüzde de başarılı olamayacaklarını ifade etmiştir. “Umuyorum ki kıyamete kadar bu ülkenin birliğine ve dirliğine kasteden hiçbir odak amacına ulaşamayacaktır,” sözleriyle duruşlarını netleştirmiştir.
Boykot girişiminin, ana muhalefet partisinin son dönemde yürüttüğü yıkıcı faaliyetlerden biri olduğunu belirten Altun, milletin bu girişimi yine de durdurmayı başardığını vurgulamıştır. Toplumun, her zaman olduğu gibi, bugün de sağduyu içinde hareket ettiğini ve yerli ile milli firmalara sahip çıkarak üretimi desteklemeye devam ettiğini dile getirmiştir. “Aziz milletimiz, organize kötülük şebekelerine ve onların içerideki destekçilerine bir kez daha ‘yok hükmündesiniz’ demiştir,” demiştir. Bu bağlamda, birlik ve beraberlik içinde emin adımlarla daha güçlü bir Türkiye için ilerlemekte olduklarını vurgulayan Altun, bu yürüyüşü engellemeye çalışan her oluşuma karşı aynı kararlılıkta cevap vereceklerini belirtmiştir.
Altun, halkın bu dayanışma ruhuna bir kez daha şükranlarını sunarak, Türkiye’nin geleceği için umut dolu bir tablo çizmektedir. Nihayetinde, bu tür kampanyaların ve boykot girişimlerinin milletin birliğini ve dirliğini zayıflatmaya yetmeyeceği inancını taşımaktadır. Ülkenin, kolektif bir irade ile tüm bu olumsuzluklara karşı duruş sergileyerek daha güçlü bir ekonomik yapıya ve sosyal birliğe sahip olabileceği mesajını vermiştir. Altun’un açıklamaları, Türkiye’nin bu tür olumsuzlukları bertaraf etme konusundaki kararlılığına ve toplumun sağduyusuna yapılan bir vurgudur.