Ankara Valiliği, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) tarafından 2021-2024 yılları arasında düzenlenen konserlerle ilgili önemli bir haberle gündemde. Söz konusu dönem içinde gerçekleştirilen 130 konser, müfettişler tarafından incelenmeye alındı ve bu konserlerden 33’ü hakkında kamu zararı iddiaları nedeniyle soruşturma izni verilmesi yönünde karar alındı.
KONSERLER HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ
ABB tarafından yapılan yazılı açıklamada, belirtilen dönem içinde düzenlenen kültür ve sanat etkinliklerinin müfettişler tarafından denetlendiği hatırlatıldı. İncelemelerin tamamlandığı ve 130 konserle ilgili hizmet alımlarında herhangi bir usulsüzlük tespit edilmediği vurgulanırken, sadece 33 konserle ilgili ciddi iddiaların ortaya çıktığı açıklandı. Kamunun zarara uğratıldığı iddiaları üzerine alınan bu karar, kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı.
Öne çıkan bu inceleme sonuçlarında, 97 konserin oldukça detaylı bir şekilde incelendiği ve bu etkinliklerde herhangi bir olumsuz durumun tespit edilmediği kaydedildi. Ayrıca, kararın alındığı 9 belediye çalışanının, Bölge İdare Mahkemesi nezdinde hukuki süreç başlatacağı da belirtilmekte.
ÜNLÜ SANATÇILARA YAPILAN ÖDEMELER
Kamuoyunda büyük etki yaratan bir diğer konu ise, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında düzenlenen etkinlikler çerçevesinde yapılan yüksek ödemelerdir. Ebru Gündeş için 69 milyon TL’lik bir sözleşme yapılması, bu konudaki tartışmaları artırdı. Bunun yanı sıra, CHP’li Mansur Yavaş’ın yönetimindeki ABB’nin, Mor ve Ötesi için 71 milyon TL, Candan Erçetin için ise 80 milyon TL ödediği bilgisi de kamuoyuna yansıdı. Bu tutarlar, sanat dünyasında ve halk arasında büyük bir tepkimeye sebep oldu.
MOR VE ÖTESİ’NDEN AÇIKLAMA
Mor ve Ötesi grubu, kendileri hakkında yapılan ödemelere dair iddialara sert bir tepki gösterdi. Sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, “Bahsi geçen 71 milyon TL değerindeki tutarı bizim ‘aldığımıza’ dair iddialar kesinlikle gerçek dışı ve son derece fantastiktir.” ifadelerine yer verildi. Açıklamanın sonunda, Mansur Yavaş’ın kamuoyunu daha ayrıntılı bilgilendireceği umudu dile getirildi.
Tüm bu gelişmeler, Türkiye’deki yerel yönetimlerin sıklıkla eleştirildiği bir döneme denk geliyor. Belediyelerin, sanat etkinlikleri için gerçekleştirdikleri harcamalarda kamu zararı oluşturup oluşturmadığını denetlemek, hem siyasi rakipler hem de kamuoyu açısından son derece önemli bir mesele haline geldi.
Bu tür harcamalar, belediyelerin şeffaflığı ve hesap verebilirliği açısından kritik bir öneme sahip. Özellikle büyük ödemeler konusunda, Sanatçılarla yapılan sözleşmelerin detayları ve bunların neden bu kadar yüksek tutarlara ulaştığı üzerinde daha fazla tartışma yapılması gerektiği düşünülüyor. Verilen yüksek ödemeler konusunda siyasi bir soruşturma başlatılmasının gerekliliği de birçok kesim tarafından ifade ediliyor.
Sonuç olarak, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan bu skandal, Türkiye genelindeki kültürel etkinliklerin nasıl finanse edildiği konusunda daha fazla dikkat çekilmesine neden oldu. Ayrıca, sanat camiası ve yerel yönetimler arasındaki ilişkilerin de yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Sanat etkinliklerine yapılan büyük harcamalar, kamu yararı açısından sürekli sorgulanır hale geldi ve bu durum, birçok belediyede benzer incelemelerin yapılmasına yol açabilecek bir örnek teşkil edebilir.