Antalya’da geçen cuma günü başlayan “Diplomasi Forumu” ile ilgili aklıma ilk gelen düşünce, Türkiye’nin önemli bir diplomasi etkinliğine ev sahipliği yaparken, aynı zamanda bir “Güçlendirilmiş Başkanlık Hükümeti” rejimi altında olduğuydu. Cumhuriye tarihinin en geniş yetkilere sahip Cumhurbaşkanının, bu uluslararası forumda konuşma yapması oldukça çarpıcı bir durumdu.
En güçlü başkanın kaybettiği büyükşehir
Forumun yapıldığı şehir parlem, Antalya. Bu şehir, mevcut iktidarın en güçlü isminin seçim gücünü reddeden bir yer olma özelliği taşıyor. Şehrin başında, muhalefet partisi CHP’den seçilmiş olan ve 31 Mart seçiminde oyunu yüzde 50’ye çıkararak yeniden göreve seçilen Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek var.
Seçimde kaybedilmiş şehir, mega şovla kazanılır mı?
Ancak, forum boyunca gösterilen tüm görkem, Türkiye’nin uluslararası alanda karşılaştığı utanç verici bir durumu gölgede bırakmamalıdır. İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, iktidar yanlılarının bile kabul ettiği, sıradan bahanelerle evinden alınıp hapsedilmiş durumda. Bu, ülkede yargının nasıl bir baskı aracı haline geldiğini gösteriyor. Bir yurttaşın, halkının yüzde 50 oyla seçtiği bir başkanın şehrinde uluslararası bir forumda bulunarak ülkeyle övünmesi mümkün mü?
Muhittin Böcek
Küresel Türkiye şovunda küresel büyükşehrin başkanı salonda yok
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile yaptığım görüşmede, geçmişte Antalya Diplomasi Forumu’nu destekleyen bir lider olarak etkinliğe katılmamış olduğunu öğrendim. Antalya gibi bir küresel metropolün seçilmiş belediye başkanının forumda yokluğu, uluslararası konuklar için oldukça düşündürücü bir durum.
Özgür Özel
Aynı gün Le Monde gazetesinde çıkan Özgür Özel portresi
Foruma katılanların sayısı, forumun ikinci günü Fransa’nın önemli gazetelerinden Le Monde’da, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında çıkan bir portreye yansıdı. Yazının başlığı, “Özel: d’Apparatchik a Opposant Chef…” şeklindeydi. Bu, onun siyasi amacını net bir şekilde ifade eden bir tahlildi.
Özel: Bugün tam istediğim yerdeyim
28 Mart’ta İstanbul’da verdiği mülakatta, cumhurbaşkanı adayı olmak yerine Türkiye’yi demokrasiye götürme mücadelesinin başında olmak istediğini belirtti. Bu ifade, onun hedeflerinin ne kadar net olduğunu gösteriyor. Forumun öğleden sonraki oturumlarını izlemeye çalışırken, Le Monde’un yayımladığı portre dikkatimi çekti.