ASELSAN, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşım ile yeni bir iş ilişkisini duyurdu. Bu duyuru, şirketin büyüme ve genişleme stratejilerinin önemli bir parçası olarak değerlendiriliyor.
ANKARA (İGFA) – ASELSAN, deniz güvenliği alanında önemli bir adım atarak, Dearsan Gemi İnşaat, Desan Deniz İnşaat ve Özata Denizcilik ortaklığı ile bir sözleşme imzaladı. Söz konusu sözleşmenin toplam değeri 210 milyon 182 bin 574 euro olarak belirlenmiş olup, bu miktar, Türk savunma sanayisi için kritik bir yer tutmaktadır.
Sözleşme, deniz platformları için gerekli olan çeşitli teknolojik sistemlerin teminini hedefliyor. Bu sistemler arasında elektronik harp sistemleri, radar sistemleri, haberleşme ekipmanları, seyrüsefer sistemleri, silah teknolojileri, elektro-optik araçlar ve sualtı sistemleri yer almaktadır. Bu tür teknolojiler, savaş gemileri ve diğer deniz platformlarının etkinliğini artırmak amacıyla oldukça önemlidir.
ASELSAN, yapılan bu anlaşmayı Kamu Aydınlatma Platformu (KAP) aracılığıyla da kamuoyuna duyurdu. Şirket, sözleşme kapsamındaki teslimatların 2025 ile 2029 yılları arasında gerçekleştirileceğini belirtti. Bu durum, ilgili teknolojilerin geliştirilmesi ve entegre edilmesi için uzun bir süre sağlanacağını göstermektedir.
Sözleşmenin geniş kapsamı ve yüksek bütçesi, Türkiye’nin deniz savunma sistemleri konusunda kendi kendine yeterlilik hedefine yönelik önemli bir adım olarak yorumlanmaktadır. ASELSAN’ın, yerli ve milli üretim kapasitesini artırarak, bu alandaki rekabet gücünü yükseltmesi öngörülmektedir.
ASELSAN, daha önce de birçok ulusal ve uluslararası projeye imza atarak Türkiye’nin savunma sanayisinde önemli bir aktör haline gelmiştir. Bu yeni sözleşme ile birlikte, deniz teknolojileri alanındaki varlığını daha da güçlendireceği düşünülmektedir. Aynı zamanda, bu tür projeler, yerli üretim ve istihdamı artırarak Türk ekonomisine de pozitif bir katkı sağlamaktadır.
Sonuç olarak, ASELSAN’ın bu yeni sözleşmesi, Türkiye’nin denizcilik alanındaki teknolojik gelişiminin bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Ülkenin stratejik hedeflerine ulaşmalarında önemli bir rol oynaması beklenen bu projeler sayesinde, Türkiye’nin savunma sanayisi daha da güçlenecek ve uluslararası pazarda rekabet edebilme kabiliyeti artacaktır.