Ali Can POLAT
Türkiye’de ekonomik kriz derinleşirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “ben ekonomistim” söylemiyle ülkeyi ciddi bir tehdit altına sokmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yıllık enflasyon oranının yüzde 47 olması, dar gelirli çalışanlar için büyük bir kaygı kaynağı olmuştur. Asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk zam, “Nas” politikalarının getirdiği acı sonuçları sabit gelirli ailelerin üzerinde daha da ağırlaştırmaktadır. Mega zenginler, Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile döviz garantileri ve ucuz kredilerle edinilen gayrimenkul ve taşıtlardaki zenginliğini katlarken, sabit gelirli çalışanlar açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya mahkum edilmiştir.
Yeniden Değerleme Oranı (YDO) ile birlikte, yapılacak artışlar işçilerin açlık sorunu daha da derinleştirecektir. 2025 Şubat’ta 22 bin 104 TL olarak duyurulan zamlı asgari ücret, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun verilerine göre, 2024 Aralık’ta açlık sınırının 23 bin 256 TL, yoksulluk sınırının ise 71 bin 48 TL’ye yükseleceğini göstermektedir. Yani yeni asgari ücret, daha açık bir şekilde ifade edilirse açlık sınırının altında kalmaktadır. Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu, diğer sendikaları bir miting düzenlemeye ve “Açlıktan ölmek istemiyoruz” demeye davet etmektedir.
EVLERE ZAM YAĞDI
Devlet kurumları, asgari ücret artışları nedeniyle fiyat artışlarının önüne geçmeye çalıştıklarını ifade etseler de şu anda piyasada kiralar başta olmak üzere hemen her şeyde ciddi artışlar gözlemlenmektedir. Asgari ücret tespit çalışmaları devam ederken, ev sahipleri kiralık evlerini ilan sitelerinden kaldırarak, asgari ücretin belli olmasıyla birlikte önceden belirlenmiş fiyat artışlarını uygulamaya başlamıştır. Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Odası (ATEM) Başkanı Hakan Akçam, asgari ücretin yüzde 30 zamlanmasına karşılık, kiraların Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranında yüzde 45 artış gösterdiğini ifade etmiştir.
Türkiye genelinde işçi sendikaları, bu duruma büyük tepkiler göstermektedir. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye’nin 81 ilinde organize edilen eylemlerle tepkilerini ortaya koymuştur. İstanbul’daki bu eylemde DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bu asgari ücretin Türkiye’nin gerçeklerinden oldukça uzak olduğunu vurgulamıştır. Çerkezoğlu, “Bu asgari ücreti siyasi iktidar, yerli ve yabancı sermayenin istekleri doğrultusunda belirledi” diyerek, emek hırsızlığına karşı sesini yükseltmiştir. “Üreten biziz, ürettiğimiz değeri hakça bölüşmek istiyoruz” sözleriyle, işçilerin haklarının korunması gerektiğine dikkat çekmiştir. Diğer yandan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) yöneticileri de benzer bir tepkide bulunarak, Ankara’da basın toplantısı düzenlemiştir. KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, iktidarın kimin çıkarını koruduğunu, kimleri yok saydığını yeniden gözler önüne serdiğini belirtmiştir.